"Dadaş, sana telefon var!” diye bir ses geliyordu... |
Bizim bodrumda telefonumuz yoktu. Acil durumlarda irtibat kurabilmemiz için komşunun telefonunu alıp akrabalara vermiştik.
Günler haftaları, haftalar ayları kovalıyordu... Gözümüzü açıp kapayıncaya kadar baharın işaretiyle Kurban Bayramı da geldi. İçimden “Bulunduğumuz apartmanda en az yirmidört daire var yarısı kurban kesmiş olsa bize de epey gönderirler. Aylar sonra bir et yemiş oluruz…” diyor, et gelmesini bekliyordum. Çeşitli kurban hayalleriyle köyümüzü, kesilen hayvanları, yapılan kavurmaları düşünerek etrafımı seyrederken, karşıdaki boş arsada, kurbanlar kesilmeye başlamaz mı? Heyecanım had safhaya çıktı. Ağzımı şapırdatarak hayallerimi büyütüyordum. Koca koca cins tosunlar kesildi, yüzüldü, kasalar dolusu etler evlere taşındı. Her kapı açılışında, evlerde kavrulan etlerin mis kokuları odamızın içine, oradan da burnuma kadar geliyordu ama ne hazindir ki, bir aileden de et getiren olmadı.
Cilden hasır elişi,
Nerde babamın işi?
Bizi sevindirecek,
Zamanında gelişi!
Bizim bodrumda telefonumuz yoktu. Acil durumlarda irtibat kurabilmemiz için........