Eleman sayısı yetersizliği değil elemanların yetersizliği konuşulmalı..
Gelişen ülkelerin belki de başına gelmiş en kötü gelişme sadece ara eleman yetersizliği değil, elemanların işi yapacak bilgi ve deneyimden eksik kalmış olmaları. Şöyle geriye baktığımda, ilk yöneticilik tecrübem Türkiye’nin ihracattaki tek çatı kuruluşu TİM’in Genel Sekreterliği idi. O zaman sadece 32 yaşındaydım. TİM daha yeni kurulmuştu ve iş süreçlerinin hepsini sıfırdan kaleme almıştık. Sadece 12 kişiydik ama TİM'e bağlı ihracatçı birliklerinin gelenekleri Cumhuriyetin ilk 15 yılına kadar uzanıyordu. Türkiye'nin ilk ihracatçı birliği Atatürk tarafından kurulmuştu. Ben görev yaparken 50'den fazla ihracatçı birliği 13 genel sekreterlik vardı. Şimdi sayısı daha da fazla oldu. Şanslı idim çünkü gelenekleri oturmuş, yanlışlarını yapmış ve bundan ders çıkarmış bir kurumun yeni kurulan çatı örgütünün ita amirliğini 6 yıl boyunca yaptım. Dış Ticaret ve Gümrüklerden sorumlu Bakanlığın tecrübelerinden yararlandım. Hatalarım oldu ama iyi niyetli göreve bağlı insanlar olduğumuz için birbirimizin hatalarını düzelttik. Dünyada ayak basmadık yer bırakmadık. Çok sayıda ülkede çok şey öğrendim. Bana bağlı personel hem akıllı hem de yorulmaz şekilde çalışıyordu. Ben de onlara bağlıydım açıkçası. Aile gibiydik... İkinci en büyük deneyimim büyük bir Holding'in sermayesi ile kurulan ve GSM pazarında etkin olmayı amaçlayan büyük bir şirketin CEO'luğu oldu. Kuruluş amacı 3 operatörden dakika satın alarak İngiltere’deki Virgin gibi sanal operatör olmak idi. Bunun yanında cep telefonu ve aksesuarları satan dükkânlara sahip olacaktı. 2007-2008 yıllarında 1200 dükkân açtık, milyonlarca dolarlık ciro yaptık, operatörlerinden ön ödemeli kartlar satın aldık ancak MVNO yani sanal GSM operatörü olmayı başaramadık. Çünkü şirketimizin bağlı olduğu Holding'e ait medya başta en büyük GSM operatörü olmak üzere sürekli olumsuz haberler yapıyordu. Bu arada 1200'den fazla dükkâna sahip şirketimiz muazzam bir fırsat olmasına rağmen, en büyük kablo TV firması bize randevu bile vermedi. Neticede şirketi yabancı bir gruba epey kârlı şekilde sattık. Ancak tepe yönetim ile operasyon arasındaki fikir çatışmaları sebebiyle amaca tam olarak ulaşamadık. Sadece bu örnek bile "aynı yöne bakma" meselesinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Holding'deki bir grup yönetici bir anda büyüyen firmayı tehlike gördü ve hiç benimsemedi, sürekli olarak baltalamaya çalıştı, her iki tarafta yer alan YK üyeleri yön bulmakta zorluk çekti. TİM 'de kurumu siyasete karşı korumaya çalışırken zorlanmıştık,........
© Türkiye
visit website