Çoğu zaman ekonomistler ve finansçılar birbirine karıştırılıyor. Ekonomistler tarihsel gerçekler ışığında mevcut durumu değerlendirip, gelecek için senaryolar ve muhtemel sorunlar için çareler üretir. İdeal olanın yanında mümkün olanın ne olduğunu söyler. Siyasi ve sosyal gelişmeleri göz ardı etmez. Büyümeden çok kalkınmayı gözetir. Finansçılar ise geçmişten geleceğe doğru gelir-gider dengesi, şirket değerlemesi, kâr-zarar analizi, finansman ihtiyaçları gibi unsurları dikkate alarak "olumlu-olumsuz-baz" isminde üç değişik senaryo üretir. Buna göre yönetimi uyarır. İdeal olan ile başarının geleceğini, mümkün olan ile arzu edilen sonucun oluşmayacağını bazen görmezden gelir. Matematik konusunda ekonomistlere göre daha ciddidir, hatta çoğu finansçı mühendislerden yetişmedir. Büyümek için en kolay yolu onlar bulur, kalkınma ile doğal olarak alakaları yoktur. Şunu söylemeliyim ki, büyüme için gerekli olan modeli oluşturmak çoğunlukla iktisadi değişkenleri işin içine katmak gerekse de, kalkınma için ekonomi kadar siyasi, sosyal, kültürel, kurumsal gelişmeleri işin içine katmak gerekmektedir. Bir finansçı için bazı formüllerin arasına ( ) işareti koyarak lineer yaklaşımlarla model oluşturmak eğlenceli bir egzersiz iken, ekonomistler tarihe dönüp baktıklarında böyle bir kolaycılığın doğru sonuçlar vermeyeceğini bilirler. Çünkü kâğıt üzerinde güzel gözüken işin içine insan karakteri, iklim ve diğer riskler girdiğinde gerçekleşmez. Bu sebeple, ekonomistlerin modelleri lineer değil, üstel fonksiyon ile yazılır. Araya ( ) işareti koyarak herhangi bir değişkenin "sıfır" değerde olmasını önemsiz hâle getirmek yerine araya (x) işareti koyarak her birinin varlığını önemli hâle getiren yine ekonomistlerdir. Ayrıca, tek denklemli ve eş-anlı modeller ekonomide geçerli değildir. Çünkü çok denklemli ve dinamik modeller ile incelenir. Finansçılar gayet net bir şekilde, kâr eden bir şirketin bile batabileceği konusunda formüller doğrultusunda uyarıda bulunabilir. Genelde haklı çıkarlar. Ekonomistler bu seviyede mali tablo okumayı bilmeyebilirler. Makroekonomik modeller oluşturulurken planlamacılık esas olduğundan, matematikle arası iyi olan finansçılar bu işte başarılı gözükür, diğer taraftan siyasi-psikolojik-toplumsal gelişmeleri dikkate alan ekonomistler eğer hayat tecrübeleri var ise, söz konusu modellerdeki hedeflerin tutmayacağını daha en başından bilirler. Finansçıların çoğu hem işte hem özel hayatlarında belli bir disiplin ve içe kapanıklık düzeyinde devam ederken, ekonomistler sosyal hayata daha yakın, toplumu ve siyaseti gözlemleyen ve buna göre çıkarımlar yapan insanlardır. Bunun sebebi finansçıların hayatı "olmazsa olmaz" şartlarla dolu olması ancak ekonomistler için alternatiflerin hiç tükenmediğidir.........