Denize düşmeden önce yüzmeyi öğrenmek gerekir!

Sanıyorum 4 ya da 5 yaşındaydım. O zamanlar Yeniköy’den denize girilirdi. Bahsettiğim dönem 1970’ler. Rıhtımdan herkes denize atlar, tertemiz Marmara’da yüzerdi. Annem babam ve ben o gün mayoluyduk. Ben denize atlayayım dedim. Annem de atla o zaman dedi. Atladım, tabii ki yüzme bilmediğim için başladım çırpınmaya. Yanımdan geçen bir lastik bota tutundum. Tüm olan biteni annem ve babam suya atlamaya hazır bir şekilde takip ettiler. Ancak tutunduğum bot beni kıyıda inmek istediğim yere değil, daha uzak bir yere götürdü. Kıyıya yanaştı, ben de annemlerin yanına kadar epeyce yürümek zorunda kaldım. Yani bilinçsiz şekilde suya atladığım noktaya tekrar geri döndüm. Hem de meşakkatli bir yoldan... Ebeveynlerim bana o gün önemli bir hayat dersi verdi; riskleri keyifli ya da daha az meşakkatli hâle getirmenin yolu, önceden hazırlıklı olmak ve öğrenmektir. Bir de zor durumda kalınca sarıldığımız çözümler bizi arzu etmediğimiz noktalara götürebilir, o gün aldığım bir başka ders de buydu... Bugün gerçekleşen riskler hakkında çok önceden uyarılarda bulunmuş kişilerden biri olarak hayat tecrübem “Ben demiştim” demenin kimseye faydasının olmadığını söylüyor. Dolayısıyla kapımızdan içeri girmiş bir tehlikeyle nasıl başa çıkılacağı konusunda yardımcı olmayı daha doğru buluyorum. Özellikle şahıslar ve küçük ticari işletmeler için........

© Türkiye