Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin Halk Cumhuriyeti’ne (ÇHC) gerçekleştirdiği ziyaret üç açıdan önemli. Birincisi ziyaretin zamanlaması. Geçtiğimiz haftalarda Tayvan Boğazı’nda yaşanan gerilimin hızla tırmanması ÇHC’nin Tayvan’a yakında müdahale edebileceği ihtimalini akıllara getirmişti. Ukrayna savaşı sırasında Rusya’ya verdiği desteğin karşılığını Tayvan meselesinde tam ve şartsız destek olarak alan ÇHC bölgede bugüne kadarki en büyük askerî tatbikatını gerçekleştirerek âdeta ABD’ye karşı bir güç gösterisi gerçekleştirmişti. Her ne kadar “Tek Çin” politikası yürüttüğünü ifade etse de ÇHC’nin Tayvan’ı ilhak etmesini istemediğini de dile getiren ABD, Pekin yönetimini ikaz etmişti. Diğer taraftan Hong Kong’da yürürlüğe sokulan yeni güvenlik düzenlemelerine karşı Batı destekli protestolar ÇHC’de rahatsızlığa sebep olmaktaydı. Dışişleri Bakanı Fidan ziyareti sırasında yaptığı açıklamalarda “Türkiye’nin ÇHC’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi egemenliğine olan desteğinin tam olduğunu” net bir şekilde dile getirdi. Fidan ayrıca, “Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı” Türkiye’nin ÇHC’nin yanında yer almaya devam edeceğini de vurguladı. Fidan’ın ziyaretini önemli kılan ikinci husus ÇHC’nin küresel konumuna yaptığı vurgu. Batı ile çok yönlü ve çok katmanlı iş birliği içinde bulunan, NATO üyesi ve AB’ye aday Türkiye’nin, Batı’nın kendisine en büyük rakip hatta tehdit olarak gördüğü ÇHC’nin dünya çapındaki ekonomik siyasi girişimlerine destek olması, hızla dönüşmekte olan uluslararası sistemi çok iyi okuduğunu gösteriyor. Fidan Çin’in yükselişini, “egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş........