Türkiye’de yerel seçimlere iki hafta kala, kredi hacminde dikkat çeken gerçekleşmeler ve buna karşılık alınan tedbirlerle karşılaşıyoruz. BDDK tarafından yayımlanan Haftalık Bankacılık Sektörü Verilerine göre toplam kredi hacmi; -12 Ocak ile biten haftada; 11 trilyon 750 milyar TL, -16 Şubat ile biten haftada; 12 trilyon 52 milyar TL, -8 Mart ile biten haftada; 12 trilyon 593 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Yukarıda rakamlarını verdiğim son iki ayı baz alırsak; ilk ay 302 milyar TL artan kredi hacmi, ikinci ayda 541 milyar TL yükseliyor. Dikkat ederseniz yerel seçimler yaklaştıkça kredi talebi hızlanıyor. O tarih ama gerçekçi ama psikolojik bazı gerekçelerle milat gibi algılanıyor. Son bir iki haftadır likidite tedbirleri de bundan kaynaklanıyor ve neticede yükselen mevduat ve kredi faiz oranlarının etkisini takip ediyoruz. Bu çerçeveden borsaya bakarsak… 1-Hisse senedi piyasaları yüksek faiz ortamını sevmez, bunu biliyoruz. Yaygın bir görüşe göre, mevduatın borsaya rakip olabileceğinden kaynaklanmaz bu sadece… 2-Artan faizle birlikte borsada gerçekleşen kredili işlemlerin maliyeti artıyor. Bu sebeple kredili işlem hacminde gerileme dikkat çekiyor. Mesela BİST100 kapsamında cuma günü işlem hacmi 76,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Bu rakam, endeks 9.450 zirvesine doğru ilerlerken günlük olarak 125-150 milyar TL bandını görüyordu. 3-Öte yandan borsa şirketleri arasında, finansman ihtiyacı yüksek ve krediye daha bağımlı olanlar var. Bunların da re-finansman döngülerini yüksek faizle çevirecek olması, o şirketler üzerinde bir baskı unsuru olabiliyor. 4-İşlem hacmi demişken; yabancı yatırımcının da katılımı önemli. TCMB tarafından açıklanan verilere göre 8 Mart ile biten haftada yabancı yatırımcılar borsada 292,9 milyon dolarlık satış yapmışlar. Bir önceki hafta da 75,4 milyon dolarlık çıkış gerçekleştirmişlerdi. Yani borsada iki haftalık yabancı çıkışı 368,3 milyon doları bulmuş. 5-Son dönemde enflasyonist baskılarda beklenen düşüşün........