Eskilerin yolu Palu’ya çok düşerdi, önemli bir kervan yolu üzerindeydi zira... Elâzığ’ın şirin kazası Palu’dan çok kavim geçer, iz bırakırlar. Sümerler, Hurriler, Hititler, Asur, Urartu, Pers, Roma, Sasani, Bizans... Düşünebiliyor musunuz kökleri MÖ 5 bine uzanan bir belde. 2 bin de MS diyelim. 7 bin yıllık bir mazisi var. Etrafı dağlarla çevrili ama ulaşım sıkıntı olmaz. Murat Suyu vadisinden akabilirsiniz uzaklara. Sadece bir yerde köprü gerekir onu da Artuklular yapmış zamanında (12. yy.). Mıntıka asırlardır İslam devletlerinin elinde. Emevileri takiben Abbasiler. Sonra Selçuklular, Çubukoğulları, Artukoğulları, Anadolu Selçuklular, İlhanlılar, Dulkadiroğulları ve Akkoyunlular... Ehemmiyetli bir kervan durağıdır, Diyarbekir, Urfa, Haleb, Şam, Bağdat’tan gelen kafileler Harput üzerinden İç Anadolu’ya geçer, oradan Kayseri tarikiyle İstanbul’a… Hangi beyliğin hâkimiyetinde olduğunuzun çok da önemi yoktur, halk Hicaz’dan Gürcistan’a; Mısır’dan Umman’a gidebilir rahatlıkla. İsteyen Doğu’ya da açılabilir; Pamir, Buhara, Fergana… Her yer sana güzel, Babürlü hududunu aşsan da, Hindistan’a sarksan da... Ta ki Şah İsmail’e kadar... İsmail hırslı ve teşkilatçı bir şahtır, bazı boyları beyleri etrafında toplar. Akkoyunlu Uzun Hasan’ın torunu Elvend Mirza’yı Şarur’da (Nahçıvan) yenip devletini kurar (1501). Safiyüddin Erdebili Hazretlerinin dergâhında yetişmesine rağmen Şiiliği resmî mezhep yapar, Sünnileri baskı altında tutar. Bilahare Acem dâileri Anadolu içlerine sızar, tatsız tuzsuz çekişmeler başlar, kanlı gamlı olaylar. Yavuz Selim Han ise İslam birliğinden yanadır, tehdit, ikaz derken Osmanlı Safevi gerginliği artar, yol Çaldıran’a çıkar.
KARA CEMŞİD
Gelelim Palu’ya. Halkı ekseri Zaza’dır ve kendi içlerinden sevilen bir beyleri vardır. “Kara Cemşid!” Bileği bükülmez bir cengaver olduğu için “Kara” lakabı verilir ona, Akça pakça bir Paluludur yoksa. O sıra kasaba huzur içinde yaşar, yol boyu olmanın nimetlerinden istifade eder, alır satarlar. Üretmeyi severler, çalışkandırlar. Sadece Halep’e her yıl üç bin keçi ve kırk deve yükü at nalı yollar. Kılıç, kalkan, kama yapmakta ustadırlar. Kazma, kürek, dehre, satır, balta istemediğin kadar.
Ama asıl ünü dericilikle gelir, Palu işi sahtiyanlar (mest, çizme, yemeni, sadak, çanta) ısrarla aranırlar. Dokumacılık da mahirdirler. Çarşûbaşû Mahallesi’ndeki tezgâhlarda palas, kilim, haral, çuval ve heybe yaparlar. Hem ip boyar hem de keçe ve bez üstüne desen basarlar.
Şah İsmail, bölgede güçlenince kargaşa istemeyen 12 bey, Hoy’a gelir itaatlarini sunar. Bitlis Emîri Şeref, Hısnıkeyfa Meliki Halil, Cizre Hâkimi Şah Ali, Bohtî - Hizan Hâkimi Davud, Sason Hâkimi Ali Bey de vardır aralarında. Şah önce karşılayıp ağırlar sonra alayını tıktırır zindana. Ardından Diyarbakır’ı alır, havaliyi has adamı Kızılbaş........