Müslümânın birinci vazîfesi; nefsine, şeytâna uymayıp ve kötü arkadaşlara aldanmayıp, kanûna karşı suçlu olmaktan, Allaha karşı da günâh işlemekten sakınmaktır. Allahü teâlâ islâm dînini, her memlekette, her yeniliği ve buluşu karşılayacak şekilde kurmuştur. İslâm dîni, yalnız sosyal hayatta değil, ibâdetlerde bile tolerans, müsâmaha göstermiş, insanlara serbestlik vermiş, başka şartlar ve zarûretler karşısında, ictihâd hakkı tanımıştır. Hazret-i Ömer ve Emevîler zamanında ve koca Osmanlı imparatorluğunda, kıtalara yayılan çeşitli milletler toplulukları, bu ilâhî hükümlerle idare edilerek, başarıları, şânları, târihlere ün salmıştır. Gelecek zamanlarda, büyük, küçük her millet de, İslâmiyetin bildirdiği, değişmez olan güzel ahlâka sarılacağı, bunları uygulayacağı kadar, râhata, huzûra, saâdete kavuşacaktır. İslâmiyetin bildirdiği sosyal ve ekonomik........