Deli bir değil ki hangisini bağlayayım, dert bir değil ki hangisine ağlayayım? Neyse takılmıyoruz, sanki hiç derdimiz yokmuşçasına, rahat batıyormuşçasına günlük hayatta konforumuzu zedeleyen minik pürüzleri sıralıyorum ki kafamız dağılsın… Yağışlı havada yürürken üzerine bastığınız kaldırım taşının, altındaki suyu size tükürmesi!.. Elleri yıkayıp havluyla ulaşana kadar suyun dirsekten içeri süzülmesi… Uzaktan kumandanın uzakta olması… Çay içerken çay bardağına yapışarak gelen ve tammm yarı yolda düşen tabak!.. Çekirdek çitlerken arada çürüğüne rast gelmek! Yaklaşık on on beş çekirdek çitledikten sonra anca geçiyor acısı… Kıyafetindeki etiketin enseyi zımparalaması, eşofmanındaki, arkandan faks........