Türkiye’de futbol ve “cemaat” kültürü

Dr. Cafer Talha Şeker İstanbul Ticaret Üni. Öğretim Üyesi/KASAM Selanik, Osmanlı devrinde büyük ölçüde Yahudi-Sabetayist cemaatlere ev sahipliği yaptığı için Batılılaşmaya en açık şehrimizdi. Türk futbolu da burada başladı. Kadıköy’deki İngiliz-Rum kulüpleri ise 20. yüzyıl başlarında Selanik’ten gelenlerin de etkisiyle yeni bir kulübe dönüştü. 1909’da yeniden açılan mason localarının ise İstanbul’daki büyük kulüpleri desteklediği biliniyordu. İstanbul’da Vefa, Karagümrük ve Kasımpaşa gibi futbol kulüpleri de kuruldu. Fakat bu kulüpleri sahiplenen bir cemaat-cemiyet çıkmadı; bunlar lobileşemedi. GS, FB ve BJK ciddi “cemaat” desteği aldı; lobileşebildi. Belki de ileride futbol için “postmodern kabile oyunu” diyecekler. Türkiye’de futbol konuşanların çoğu ne futbolun kendisini ne de futbolun tarihini bilir. Söylenenlerin çoğu reyting, taraftarlık hisleri ve günlük psikolojilere göredir. Bu yüzden olayların ve rekabetin mantığı pek konuşulmuyor; bağnaz taraftarlık giderek azalacağına artıyor. 2024 yılı Türk futbolunun defalarca dünyaya rezil olduğu saha içi ve saha dışı olaylarla geçiyor. Son haftalarda TS-FB derbisi üzerinden tribün psikolojisini konuşanlar, GS-FB maçının neden derbi olduğunu veya ülke futbolunda İstanbul kulüplerinin şampiyonluğuna kurulmuş bir ligin sebebini sorguluyor mu? Sorsanız herkes adalet arıyor! İNGİLİZ SOKAKLARINDAN YAYILAN ŞİDDET KÜLTÜRÜ Türkiye’de futbol ilk olarak Selanik, İzmir ve Kadıköy’de oynandı. İngilizler ve Rumlar başlattı. Zaten futbol eski bir İngiliz köylü oyunudur. İngiltere’de alt sınıfın eğlencesiydi. Zamanla çeteler arası mahalle maçları olarak oynandı. Maçlar kavga, gürültü ve çamur-pislik içinde yapılır, çok ölen, yaralanan olurdu. Eski futbol oyunları, belli bir arazide değil, bir sokaktan başlayıp birkaç sokak öteye kadar uzanan alanlarda oynanırdı. Zamanla sınırları çizilmiş belli arazilere taşındı. Yeşil çimler etrafında seyirci toplayan bu “ayak topu” oyunu eğlence olarak kulüpleşmeye başladı. 19. yüzyılda İngiltere süper güç olunca spor kültürünü de dünyaya pazarlamaya başladı. Neredeyse her ülkede ilk futbol kulüplerini İngilizler kurdu. Sonra buraların yerli halkı işin içine girdi.

İSTANBUL KULÜPLERİ

Selanik, zamanında büyük ölçüde Yahudi-Sabetayist cemaatlere ev sahipliği yaptığı için Batılılaşmaya en açık şehrimizdi. Türk futbolu da burada başladı. Kadıköy’deki İngiliz-Rum kulüpleri ise 20. yüzyıl başlarında Selanik’ten gelenlerin de etkisiyle Fenerbahçe Mahallesi’nde yeni bir kulübe dönüştü. 1909’da yeniden açılan mason locaları, özellikle İstanbul’daki iki büyük kulübü çok destekledi. Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maçlar bazı cemaatler-cemiyetler arasındaki sosyolojik rekabeti yansıtıyordu. Bu gruplar, bu müsabakaya o kadar önem verdiler ki 1910’lar ve 1920’lerde savaş cephesinden futbolcularını getirip İstanbul’da maç oynattı. İstanbul’un Şişli ve Beşiktaş ilçelerinde kalan bazı mahallelerine Selanikliler gelip yerleşmişti. Bu cemaatlerin desteğiyle bu mahallelerde eğlence kulüpleri gelişti. İşte İstanbul’daki futbol kulüpleri (Galatasaray, Fenerbahçe, BJK, Feriköy…) ve İzmir’den Göztepe, Karşıyaka, Altay; başkentten G. Birliği, A. Gücü ve Ankara Demirspor gibi kulüpler böyle doğdu. İstanbul’da Vefa, Karagümrük ve Kasımpaşa gibi futbol kulüpleri de kuruldu. Ama bu kulüpleri sahiplenen bir cemaat-cemiyet çıkmadı; bunlar lobileşemedi. GS, FB ve BJK ciddi cemaat desteği aldı; lobileşebildi. Cemaat-siyaset-sermaye desteği bulamayan İstanbul kulüpleri, bu güçlü İstanbul kulüplerine figüran oldu. FB’nin bir zamanlar lideri olan Dr. Nazım Bey, “dönme” olarak da anılan Sabetaycı cemaatlerden birinin de lideri idi. 1926 İzmir Suikastı Davası’nda asılan isimlerden biridir. 1930’larda ise devlet, Şükrü Saraçoğlu üzerinden FB’ye âdeta el koydu. O günler mason localarından çeşitli cemiyetlere kadar her grubun devlete bağlandığı bir dönemdi. FB ile GS arasındaki bütün tartışmalara (2021’de basına yansıyan polemiklerde görüldüğü gibi) masonlar aktif olarak müdahildir. Sabetayist cemaatler (Yakubiler, Kapaniler, Karakaşiler) cumhuriyetin kurucu kadroları........

© Türkiye