Okuma çemberleri: Ne okumalı, nasıl okumalı?

Prof. Dr. Fatih Çetinkaya

Bugün dijital ekranların hızla tüketilen dünyasında çocukların dikkatini çekmek belki hiç olmadığı kadar zor. Ancak onların iç dünyasına derinlik katacak, duygularını şekillendirecek, dünyaya farklı gözlerle bakmalarını sağlayacak en güçlü araç hâlâ bir kitap sayfasıdır. İşte bu yüzden, çocuğa yalnızca kitap okumayı değil, kitapla doğru bir ilişki kurmayı da öğretmek gerekir. Çocuklara iyi kitabı çok okutmalıyız!

Çocuğun kitap ile sağlıklı iletişim kurması için sizin de okuma sürecinde olmanız gerekir. 1970’li yıllarda ABD’de ortaya çıkan, 80’lerde Harvey Daniels tarafından daha sistematik hâle getirilen okuma çemberi yöntemi ile çocuğunuzun çok küçük yaşlardan itibaren aktif, okurken eğlenen, okuduğunu anlayan, derinlemesine yorum yapabilen bir okuyucu olmasını destekleyebilirsiniz.

Çocuklarımızı iyi yetiştirebilmek için okuduklarının da iyi olmasına gayret etmeliyiz.

Harvard Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen boylamsal (uzun soluklu) araştırma verileri mutluluğun sırrını açıklıyor. Genç yetişkinlikten dede olmaya kadar süren hayat yolculuğunda iki şey öne çıkıyor. Çok para mı? Hayır! Çok seyahat mi? Hayır. Peki, çok yemek mi? Yine hayır! Cevap: Sağlıklı ruh ve sağlıklı beden. Buna sağlıklı iletişim ve sağlıklı beslenme de diyebiliriz.

Sağlıklı iletişim; hayatın her sahasında uzak yakın ilişki kurduğumuz her insanla, her canlı ile hatta her nesne ile uygun şekilde bağ kurmaktan geçiyor. Arkadaşla, hayvanla, çiçekle, ağaçla ve tabii ki kitapla.

Çok sevdiğimiz arkadaşımıza güleryüz göstermek sağlıklı iletişimdir ama asıl sağlıklı iletişim o çok hoşlanmadığımız tanıdığa da güleryüz göstermekten geçer. Mütebessim bir yüz her yerde geçer akçe olmakla birlikte konumuz metinle yani kitapla da sağlıklı iletişim kurabilmek.

Okumak, anlam kurmaktır. Son zamanlarda alan yazında kabul gören önemli okuma kuramlarından biri etkileşimsel modeldir. Bu kuram okumayı etkileşime dayalı karşılıklı bir alışveriş süreci olarak görmektedir. Mana ne metinde ne de okuyucudadır. İkisi arasındaki etkileşimdedir. Eskilerin “Oynamaktan maksat ütmektir” dediği gibi okumaktan maksat metinle sağlıklı iletişim kurmaktır.

“HER BULDUĞUNU OKU” SLOGANI DOĞRU MU?

Meseleyi çocuğun harfleri tanıması ve seslendirmesi olarak değil de bu şekilde değerlendirince ne okuduğumuz yani ne ile iletişime geçtiğimiz çok önemli oluyor. “Her bulduğunu oku, yeter ki oku!” doğru slogan olmuyor. Her şeyi okuduğu için çok okuyan değil, doğru metni çok okuduğu için “çok okuyan” sıfatını kazanmak önemli. Yani iyi metni çok okumalı. Çocuklarımızı iyi yetiştirebilmek için arkadaşlarının iyi olmasına dikkat ettiğimiz gibi okuduklarının da iyi olmasına gayret etmeliyiz. İyi arkadaş; tatlı dilinden, doğru sözlü olmasından, paylaşmayı sevmesinden, sabırlı olmasından anlaşılır. Bu özellikler çocukla oyun oynayınca fark edilebilir. Çocuğun sosyalleşme sürecinde, okul öncesi dönemde kurulan arkadaş ilişkileri, arkadaş etkileşimleri üzerine 6 yaş çocukları ile yapılan araştırma verileri çocukların arkadaş olma taleplerini 3 kodda toparlıyor: “Oyun”, “sevgi”, “iyilik”...

ÇOCUK İÇİN İYİ KİTABI NASIL SEÇECEĞİZ?

Peki iyi kitabı nasıl bileceğiz? Öncelikle ebeveyn veya öğretmen olarak bizim kontrolümüzden geçmeyen kitabı çocuk ile karşı karşıya getirmeyeceğiz. Biz de kitabı 3 soruya cevap vermek üzere inceleyeceğiz. Yan metinsel unsurlar çocuğa uygun mu? İçerik çocuğa uygun mu?........

© Türkiye