Cumhurbaşkanı Erdoğan klasikleşen hitaplarını, Sağ, sol gibi ayrımcılık yapmadan her zaman… Şairlerden aldığı güzide mısralarla süslüyor. Üzüntüyü de, sevinci de, dramatik olayları da… AK Parti’nin son grup toplantısında ise… Daha fazla alıntılar vardı şiirlerden. Bunlardan örnek vermeye çalışalım. Mesela: Birlik-beraberlik, kardeşlik vurgusu yaparken… Yunus Emre’den esinlendi: “Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için. Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim” Mesela: CHP zihniyetini eleştirirken, Çıkarılan engelleri birer birer yıktık derken… Ahmet Arif’ten dile getirdi düşüncelerini: ‘Anadolu’ dan mısraları döktürerek: “Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip… Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne cellâdın, Fırsatçının, fesatçının, hayının… Dayan kitap ile, Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile. Dayan rüsva etme beni...” Mesela; ‘Kılıç çeken teğmenler’le ilgili tepkisini sürdürürken. TSK’nın milletin ordusu olduğunu, 3 kıta 7 iklimde İslam’ın bayraktarlığını yaptığını... Yahya Kemal’den ilhamla dile getirdi: “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi. Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.” Mesela: Balkan savaşlarında kaybettiğimiz Rumeli’yi hatırlatırken… Siyaset virüsünün bir orduyu içten içe nasıl çökerttiğini… Rıza Tevfik’in mısraları ile gözler önüne serdi: “Rumeli!.. o nazlı vatan bizimdi,........