Milli Kuvvetler |
19 Mayıs’ta Samsun’du, 27 Aralık’ta ise Ankara’ya Milli Buluşmaya
Sefa Yürükel
Milli Buluşma İçin Tarihsel ve Stratejik Perspektif
Milletimizin varlık ve bağımsızlık mücadelesi, tarih boyunca birlik ve beraberlik ruhu ile şekillenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açık ve yol gösterici ifadesiyle:
“Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşması ile mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak aynı esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.”
Bu söz, yalnızca geçmişin bir değerlendirmesi değil; bugünün sorumluluğunu ve yarının istikametini belirleyen bir ilkedir. Milli kuvvetler; bireyleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, siyasi partileriyle ve tüm toplumsal unsurlarıyla bir bütündür. Bu bütünlük, ancak aynı hedefe yönelmiş ortak bir irade ile anlam kazanır.
19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan bağımsızlık meşalesi, milletin kendi kaderini eline aldığı tarihsel bir başlangıçtır. O gün Samsun, bir coğrafi mekân olmanın ötesinde, milli iradenin ayağa kalktığı bir merkez olmuştur. Bugün ise aynı irade, 27 Aralık’ta Ankara’da, Anıtkabir’de yeniden vücut bulmaktadır.
Çağrı ve Sathı Müdafaa Anlayışı
Bu bilinçle; tüm milli güçleri, bireyleri, sivil toplum kuruluşlarını ve siyasi partileri, ortak bir milli duruş sergilemek üzere aşağıdaki buluşmaya davet ediyoruz:
• Yer: Anıtkabir – Ankara
• Tarih: 27 Aralık
• Saat: 14.00
Bu buluşma, geçmişten geleceğe uzanan milli yürüyüşün doğal bir devamıdır. Çünkü bilinmelidir ki:
“Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.”
Bu anlayış, yalnızca askeri bir doktrin değil; toplumsal, siyasal ve milli bir bilinçtir. Vatanın savunulması, yalnızca cephede değil; fikirde, duruşta ve birliktelikte gerçekleşir. Samsun’da başlayan milli yürüyüş, bugün Ankara’da, Cumhuriyet’in kalbinde, milletin ortak iradesiyle yeniden anlam kazanmaktadır.
Milli Kuvvetlerin Bütünlüğü: Birey, Sivil Toplum ve Siyasal Yapılar
Milli kuvvet kavramı, yalnızca silahlı gücü ya da devlet aygıtını ifade etmez. Milli kuvvet; milletin tamamının ortak iradesiyle oluşan çok katmanlı bir güçtür. Bu güç, bireyden başlar; sivil toplumda örgütlenir; siyasal yapılarla yön bulur ve devletin kurumsal kapasitesiyle somutlaşır. Atatürk’ün başarının temelini “bütün milli güçlerin bir istikamette oluşması” şartına bağlaması, bu bütünlüğün zorunluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bireyin Sorumluluğu
Her birey, milli kuvvetlerin en küçük fakat en vazgeçilmez unsurudur. Milli bilinç, bireyin tarihini bilmesiyle, sorumluluğunu kavramasıyla ve ortak hedefe yönelmesiyle oluşur. Kurtuluş Savaşı yıllarında cephe gerisinde gösterilen fedakârlıklar, bireysel çabaların milli kaderi nasıl etkileyebildiğinin en somut örnekleridir. Bugün de birey, yalnızca izleyen değil; milli duruşun aktif taşıyıcısıdır.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü
Sivil toplum kuruluşları, milletin örgütlü vicdanıdır. Toplumsal taleplerin barışçıl, yapıcı ve kapsayıcı biçimde ifade edilmesini sağlarlar. Milli birlik anlayışı içinde STK’ların görevi; ayrıştırmak değil, ortak değerler etrafında birleştirmek, farklılıkları çatışma unsuru........