KKTC DİMDİK AYAKTADIR
Tufan Erhürman’ın ” KKTC ‘yi satacağı, Türkiye ‘ye sırtını döneceği, Türkiye ile kavga edeceği, Türk askerini adadan çıkaracağı, kendi aklına göre federasyonu kuracağı….” iddiaları günlerce ileri sürüldü…
Oysa bunlar doğru değildi.
Bu dayanaksız iddiaları ileri sürenler, onun ne dediğini öğrenme ve dediklerinin ne anlama geldiğini anlama gereğini duymadılar.
Tatar’ın yaptığı yanlışların, Başbakan Ünal Üstel ile siyasete soktuğu Juju lakaplı bayanın çevirdiği dolapların, rüşvet yolsuzluk, devlet arazilerini yağmalama, kara para aklama iddiaları ile kumar baronları ile girilen kirli ilişki iddialarının Halkta yarattığı öfkeyi gördüğüm için, seçimi kazanamayacağını daha 2 yıl önceden öngörmüş ve konuştuğum herkese de bunu açıkça söylemiştim.
Tufan Erhürman’ın seçileceğinin kesin olduğunu gördükten sonra, bunun Anavatan ile ilişkiler, KKTC ‘nin geleceği ve İki devletli çözüm siyaseti konusunda ne gibi bir risk yaratabileceğini anlamak için, milliyetçi bir arkadaşımla ondan randevu istedik.
Randevuyu verdi ve biri 3 ay, biri de 2 ay önce olmak üzere onunla 2 kez yüz yüze görüştük..
Toplam 4 saat boyunca biz sorduk, o samimi şekilde yanıtladı.
NE DEDİ?
Sorularımız karşısında, federasyon müzakeresine oturmak için 4 ön şartı olduğunu söyledi.
Buna göre masaya oturmadan önce Rum yönetiminin şu hususları kabul ettiğini açıklamasını talep etmektedir:
1- Siyasi eşitliğimizi, bunun gereği olan dönüşümlü başkanlığı ve her organda/kurumda/ dairede/ birimde en az 1 Türkün onayını kabul ettiğini açıklamalıdır. Bu müzakere konusu değildir.
( Bu bağlamda, sorularımız üzerine, Guterres belgesinin artık geçerli olmadığını çapraz oyu kabul etmediğini, Crans Montana’da kalınan yerden başlamanın söz konusu olmadığını, sadece Crans Montana’ya kadar olan mutabakatları kabul ettiğini, bunları da seçim kampanyasında zaten halka açıklamış olduğunu ve Hristodulidis’e verdiği yanıtlarda vurguladığını ifade etmiştir. )
2- Müzakereler bir 50 yıl daha sürdürülemez. O nedenle bir TAKVİMLE önceden sınırlandırılmalıdır. Bu süre maksimum 1 yıl olmalıdır. Müzakere başlamadan bu belirlenmelidir
3- Müzakereler sonuç odaklı olmalıdır. Bugüne dek kabul edilen tüm mutabakatlar geçerli olmalıdır
4- Rum yönetiminin masayı terk etmesi veya çözümü yine engellemesi halinde statümüzün ne olacağı konusunda, masaya oturmadan BM tarafından bize güvence verilmelidir. Yani masaya oturmadan, Rum uzlaşmazlığı halinde masadan hangi statü ile kalkacağımız konusunda BM bize taahhütte bulunmalıdır.. Yani, en azından 3 D talebimiz, yani direk ulaşım, direk ticaret, direk temas hakkımızın tanınacağı ,yani ambargo ve izolasyonların kalkacağı güvencesi verilmelidir.
GARANTÖRLÜK
Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü konusundaki tavrının ne olduğu konusundaki sorumuz üzerine ise, bu konuda bir sıkıntısı olmadığını, 2014’de bu konuda Mecliste garantörlüğün kırmızı çizgimiz olduğuna dair oy birliğiyle alınan bir Meclis kararına oy verdiklerini, bu konuda nihai kararın Türkiye’ye ait olduğunu söyledi.
Rum yönetiminin bu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar