Sakatlıklar ve Yanlışlıklar Bileşkesi Olarak Kıbrıs

Sakatlıklar ve Yanlışlıklar Bileşkesi Olarak Kıbrıs

Kıbrıs politikaları, yakın dönemin en tuhaflarından bir koleksiyon oluşturmaktadır. Dini, dili, ırkı ayrı olan iki ulus, yarım asırdır kendi egemen devletlerine sahip olduğu halde, sadece Hristiyan batı değil Müslüman veya Türk devletlerinin de önemli bir kısmı Türklerin Rum kesimine katılmasını savunmaktadırlar. Halbuki Çekoslovakya’yı oluşturan aynı etnik kökenden gelen, aynı kiliseye mensup Çeklerin ve Slovakların bir gecede ayrı devletler haline gelmeleri saygıyla karşılanmıştı. Kıbrıs’taki bu ucube durumun teşkilinde ve devamında Türkiye’nin de ihanet derecesinde yanlışları olmuştur. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine giden yol ile yakın geçmişte yaşananlar dikkate alınmadan ulu orta nutukların çözümsüzlüğü beslediği de önemli bir gerçektir.

Antik çağlardan itibaren Kıbrıs’ın siyasi tarihi ve etnik yapısı, ortasında bulunduğu Afrika, Ortadoğu ve Anadolu’nun bileşkesi durumundadır: Mısır, Pers, Roma, nihayet İslami fetihler, Osmanlı, İngiliz sömürgesi, bağımsız cumhuriyet ve günümüzdeki bölünmüş yönetim.. Etnik yapısı, siyasi gelişmelerle değişmekle beraber Osmanlı’nın son döneminde u Türk ve % Rum civarında seyretmiştir. 1878 Berlin Kongresi’yle İngiltere’ye kiralanan adanın Birinci Dünya Savaşı’nda ilhakı tanınmamış, Lozan Antlaşması’yla İngiltere’ye bırakılmıştır. 1960 Sözleşmeleriyle Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğü altında kurulmuştur. Rumlar kurucu sözleşmelerden geri adım atmışlar, ancak yeni bir mutabakat olmadığına bundan sonraki müzakerelerin hareket noktası bu antlaşmalardır.

Günümüzde adanın etnik yapısında Rumlar oldukça ağırlıklıdır. Kıbrıs Türklerinin büyük bir kısmı yolunu bulup İngiltere’ye giderken 1974 sonrasında Anadolu’dan önemli miktarda Türk göçü gerçekleşmiştir. Geçen süre zarfındaki müzakerelerde yerli-göçmen ayrımına karşın Rauf Denktaş’ın tespiti anlamlıdır: “Kıbrıs’ın yerlisi sadece eşeklerdir. (Kıbrıs’a ait bir cins merkep)” Yani Türkler gibi Rumlar da adaya sonradan gelmişlerdir. Bununla beraber Kıbrıs’ın Rumlaşmasında Türkiye’nin ihanet derecesinde yanlışları bulunmaktadır.

Lozan’da imzalanan mübadelede Türkiye’deki Rumların Yunanistan’a, Yunanistan’daki Türklerin Türkiye’ye göçmesi kararlaştırılmıştı. Uygulamada Ortadoks Türklerin de Rum sayılması, Türk olmayan Türkçe bilmeyen Müslümanların Türkiye’ye zorla göç ettirilmesi ayrı bir konudur. Fakat özellikle Karadeniz’deki Rumların Türkiye’nin desteğiyle Kıbrıs’a,........

© Turkish Forum