Türk vurgusu ve Türk dünyasının dayanışması

Bir Kafkasya’dayım bir Çin’deyim.
Gök bıçaklar sapladım karanlığın karnına
Sürüsü yitmiş çobanların izindeyim.
İçim içime sığmıyor, maytaplardan deliyim;
Bir bayrak dalgalansa yüceden;
“Hadi” dese birisi
Peşindeyim, vallahi peşindeyim.

Dilaver Cebeci

Cumhur ittifakının, yaşatmaya çalıştığı milli politikalar ve bu manada attığı adımlar Türk milletinin geleceğine anlamlı katkılar sağlamaktadır. Cumhur ittifakının Türk dünyasıyla kurduğu ilişki ağı, en güçlü dönemini yaşamaktadır. 30 yıldır Ermeni işgalindeki Karabağ’ın kurtarılması da bunun nişanesi olmuştur.

Türk dünyasını oluşturan devletlerin arasında her manada artan iş birliği, dayanışma ve gönül bağı olumlu yönde ve güçlü bir ivmeyle ilerlemektedir. Kurulan “Türk Devletleri Teşkilatı” da bunun sözde değil özde olduğunun ispatıdır. Eğer Türk dünyasının bu dayanışma çizgisi güçlendirilmiş şekilde devam ederse Türk milletinin yarınları her alanda garanti altına alınmış olacaktır. Dünyanın değişen şartları ve ilişki ağında yaratılacak güçlü bir Türk dünyası, hem dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türkler için hem de zulüm altındaki mazlumlar için şarttır. “Türk Devletleri Teşkilatı” yıllar öncesinden ete-kemiğe bürünmüş olsaydı bugün dünyanın çehresi, Kafkasya ve Ortadoğu bölgesinin dengeleri çok farklı olabilirdi. Fakat her çağın kendine ait bir muamması vardır. Önemli olan şimdiki belirsizliklerden Türk’ün menfaati adına yön tayin etmek, yakalanan fırsatları değerlendirmek, Türk dünyasının gönül bağlarını her manada güçlü kılmak, Türklük cevherini ‘zalimi durdurmak, mazlumu korumak adına’ çelik kalkan haline getirmek olmalıdır.

Çin’in zulmü altındaki Doğu Türkistan’ın, Irak ve Suriye’deki Türkmenlerin, Balkanlarda asimile edilmeye çalışan Türklerin velhasıl kucaklaşmaya hasret kalan her Türk’ün gözü, kulağı Türkiye ve Türk dünyası üzerindedir.

Geçtiğimiz günlerde Çin’e ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın verdiği mesajlar, orada yaşadığı........

© Türkgün