Siyasette bozulma, çürüme ve vefasızlık |
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok partili sisteme geçilerek Türk siyasetinin geniş bir yelpazeye kavuştuğu günden bu yana yaşananlara bakıldığında, siyasetin kalitesini, ahlakını ve seviyesini düşüren unsurlarda da belirgin bir artış olduğu görülmektedir. Oysa siyaset, basit bir mantıkla yalnızca partiler arası rekabetten ibaret değildir; etkisi itibarıyla ülke yönetimine talip olmanın, yön vermenin ve devlet idaresini üstlenmenin temel aracıdır. Seçimlerle hükümeti kurma hakkını elde eden siyasi parti, devleti yönetme sorumluluğunu üstlenen aktördür. Bu nedenle Türkiye’deki tüm partilerin yönetim kadrolarını ahlaklı, karakter sahibi ve vizyoner kişilerden oluşturması büyük önem taşımaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan her parti milletin temsilcisidir. Nitekim meclise gönderilen kişilerin sıfatı “milletvekili”dir. Milletin vekili olan bu kişiler, davranışlarıyla, çalışmalarıyla ve yaşam tarzlarıyla topluma örnek olmalıdır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki siyasi manzaraya baktığımızda, siyasi kaliteyi, ahlakı ve seviyeyi düşüren birçok örnekler görmedik ki?
Yolsuzluk ve rüşvet olayları yüzünden bu ülkede hükümetler yıkıldı, iktidarlar el değiştirdi, bazı partiler ise tarihe karıştı. “Milletin vekili” sıfatını taşıyan kişiler; yolsuzluğa veya rüşvete aracılık ederse, siyasi nüfuzunu kullanarak iş takibi yaparsa, resmî TBMM plaka kartı taşıyan araçlarda uyuşturucu yakalatırsa, çeşitli kaçakçılık faaliyetlerine bulaşırsa ya da siyasi gücünü çıkar amaçlı hukuksuzluğu yargı düzenine yerleştirmek için kullanırsa; yaşantı ve davranışlarıyla millete örnek olamaz, bölücülüğe veya suç örgütlerine hizmet eder hâle gelirlerse, toplum içindeki sosyal kaosun güçlenmesi kaçınılmaz olur. Hem meclisin itibarı hem de milletin güveni derinden sarsılır. Bu durum, sosyal çürümeyi de hızla tetikler.
“Balık baştan kokar.” ve “Üzüm üzüme baka baka kararır.” gibi atasözleri de bu manzarayı tarif ederken sıkça başvurulan ifadelerdir. Türk milletine hizmet etmenin ana kumandası olan siyasetin bu sicili ve gidişatı, geleceğimiz açısından son derece üzüntü vericidir. Bu nedenle ülke yönetimine talip olan her parti titreyip kendine gelmeli, sorumluluğunun büyüklüğünü idrak etmelidir. Siyaset, birileri için kısa yoldan şöhret ya da para kazanmanın köprüsü hâline gelmemelidir.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun başveziri Nizamülmülk’ün ünlü eseri Siyasetname ile büyük Türk düşünürü ve devlet adamı Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türk siyasetinde görev alan herkes için birer başucu kaynağı olmalıdır. Bu eserlerde verilen nasihatler ve yapılan uyarılar, siyaset yapanların yaşamında ve davranışlarında temel birer ilke hâline gelmiyorsa, zaten bu kişiler siyaset yaparak millete yük olmamalıdır.
Siyasetname’de verilen bazı önemli mesajlar şunlardır:
Kutadgu Bilig’de verilen bazı önemli mesajlar ise şunlardır:
***
Bu ülkede siyaset yapmak isteyenler için Nizamülmülk ve Yusuf Has Hacip üniversiteleri kurulmalı; oradan mezuniyet şartı getirilmeli ve bu iki bilgenin öğretilerini özümsemeyen ve hayatına tatbik etmeyen hiç kimseye siyaset yapma imkânı tanınmamalıdır. Türk milletinin varlığını ve geleceğini düşünmeyen, ona hizmet etmeyen, ahlakı bozuk, karakteri çürük kimse Türk siyasetinde barındırılmamalıdır. Türk siyasetinde tek amacı milletine hizmet olan, ahlaklı, dürüst ve vizyon sahibi kişiler ise baştacı edilmelidir.
SİYASETTE SAĞLIK İSTİSMARLARI VE VEFASIZLIKLAR
Türk siyasetinin kalitesi, ahlakı ve seviyesinin düşmesinden söz ederken; siyasetçilerin ve yakınlarının sağlığı üzerinden hesap yapanlar ile sağlık üzerinden kin ve nefret........