menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kandil ve DEM’in İmralı yüzleşmesi

44 4
wednesday

“Terörsüz Türkiye” tam da adından anlaşılacağı üzere, ülkemizin terör belasından tamamen arınmasını ve temizlenmesini hedeflemektedir.

Ancak karşı karşıya olduğumuz terör sorunu yalnızca Türkiye’yle sınırlı değildir; yarım asrı bulan bir süredir PKK, Türkiye gibi İran, Irak ve Suriye topraklarında da kanlı faaliyetlerini sürdürmektedir.

Terör örgütünü taşeron olarak kullanan ABD ve İsrail’in bölgedeki hegemonya hedeflerini giderek artırması karşısında Türk devleti, “Terörsüz Türkiye” vizyonunu merkeze alarak kararlı ve stratejik adımlar atmaya başlamıştır.

Bu stratejilerin en çarpıcı ve tarihî olanı, terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’a yaptırılan şu açıklamadır: “PKK’nın anlam yoksunluğu ve aşırı tekrarı, ömrünü tamamlamasına ve feshini gerekli kılmasına yol açmıştır. Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler tarihsel toplum sosyolojisine yanıt verememektedir. Bu koşullarda silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum. Devlet ve toplumla bütünleşme adına kongrenizi toplayın, karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”

Elbette Öcalan “İmralı Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı” değildir. Onun bu süreçte muhatap olduğu konu, bizzat kurucusu olduğu terör örgütünün tasfiyesi ve işlevsiz hâle getirilmesidir.

Şimdi ortaya çıkan tablo şudur: “Önderimiz Apo’dur” diye yıllardır bağıran Kandil, YPG ve DEM Parti, artık onun bu çağrısıyla yüzleşme durumundadır. Kandil, emperyalist güçler adına dağlarda terör baronluğu yapan kanlı siciliyle; YPG ise Suriye’de ABD ve İsrail’in kara gücü gibi taşeronluk yapma işleviyle hafızalara kazınmıştır.

DEM Parti’ye açıkça yapılan “Teröre cephe al, Türkiye partisi ol” çağrısı da aslında onların hangi safta........

© Türkgün