“Ama bir gün mutlaka siyaset” fragmanı mı? |
Türkiye geçtiğimiz günlerde, Eskişehir’de trafik şubesinde görevli bir polis memurunun “Bu süreç (Terörsüz Türkiye) başladığından beri uyuyamıyorum” diyerek gerçekleştirdiği bireysel eyleme tanık oldu. Üniformasıyla yaptığı bu yasal olmayan eylemin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, ilgili memuru görevden uzaklaştırdı ve idari soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda eylemin tüm ayrıntıları – kimlerin yönlendirdiği ya da kimlerle irtibatlı olduğu dâhil – ortaya çıkacaktır. Ben, olay netleşmeden kimseye yafta vuracak değilim; ancak hesaplı bir şekilde yapıldığı çok belli olan bir provokasyon ihtimali oldukça net görünüyor. Gerçeği ortaya çıkaracak olan elbette kapsamlı yürütülecek soruşturmadır. Fakat aklımda hâlâ çok sayıda soru var…
PKK terörünün alçaklıklarına karşı yıllarca yazmış ve bugün ise “Terörsüz Türkiye” hedefini savunan bir yazar olarak, bu görüntüyü izler izlemez zihnimde onlarca soru belirdi. Derken “Cinayet Süsü” filmi geldi aklıma. Orada “suç uzmanı” polis rolündeki Dizdar Koşu, yeni tanıştığı arkadaşlarına şöyle der: “Bir vaka ile karşılaştığımda kendime şu 13 soruyu sorarım…” ve ardından sıralar:
• Kaçta?
• Hangi?
• Ne ile?
• Niçin?
• Ne olmuş?
• Kimi?
• Nerede?
• Nasıl?
• Ne zaman?
• Kimden?
• Neyi?
• Ne belli?
• Neye?
Bu polis eylemiyle ilgili de bu soruların tamamı sorulabilir. Fakat benim asıl merak ettiğim şu: Terör devam ederken, sınır ötesi operasyonlar tüm hızıyla sürerken ve PKK’nın siyasi uzantılarıyla defalarca uyum içinde ittifak kuran CHP ve yancılarına tek laf etmemiş bir trafik polis memuru, tam da terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan’a “PKK’nın anlam yoksunluğu ve aşırı tekrarı, ömrünü tamamlamasına ve feshini gerekli kılmasına yol açmıştır. Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler tarihsel toplum sosyolojisine yanıt verememektedir. Bu koşullarda silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum. Devlet ve toplumla bütünleşme adına kongrenizi toplayın, karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” sözlerinin söyletildiği ve bu çağrının güçlendirilmeye çalışıldığı süreçte, amacı açıkça “Terörsüz Türkiye” olan bir döneme karşı – hem de üniformasıyla – neden eylem yapar? Bu memurun asıl derdi ne olabilir?
Bu polis memuruyla ilgili üç detay dikkatimi çekti.
Birincisi, defalarca PKK’nın siyasi uzantılarıyla çıkar temelinde ittifak kurmuş CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın sponsorluğunda gerçekleşen “Türk Kültür Kampı”na katılmış olması…
(Bu fotoğraf, memurun CHP bağlantılı etkinliklerle ilişkisini sorgulatıyor; soruşturmada bu irtibatın detaylarına ışık tutulmalı.)
İkincisi ise, her süreci istismar etmek için her türlü provokasyonu sergilemekten kaçınmayan; İyi Parti’de iken yerel seçimlerde HDP ile........