ABD–AB uyumsuzluğu ve Türkiye gerçeği
21. yüzyılın kendine haiz şartları altında sadece güç dengelerindeki değişim değil, aynı zamanda uzun yıllardır süregelen derin ittifakların tarafları arasında da yaşanan iç gerilimler kendini açık etmeye koyulmuştur. Batı bloku adına ABD ve AB arasındaki müttefiklik büyük önem arz ederken özellikle de Trump iktidarıyla beraber derinleşen krizler ve artan uyumsuzluk, artık yapısal bir hale bürünmüştür. ABD’nin değişen küresel öncelikleri, AB’nin stratejik özerklik arayışı ve Çin ile rekabetin yarattığı yeni koordinat sistemi, transatlantik ilişkilerdeki çatlağı her geçen gün daha da belirginleştirmektedir.
İki taraf arasındaki bu gerilim, özellikle savunma, ticaret ve enerji alanlarında kendisini daha somut şekilde gösterirken diğer yandan da ABD’nin Asya-Pasifik ve Orta Doğu’ya odaklanma stratejisi, Avrupa’nın “kendi güvenliğini kendisi sağlama” arayışını daha belirgin hale getirmiştir. AB’nin mevcut askeri kabiliyet ve kapasitesinin, ABD’nin sahip olduğu caydırıcılığın oldukça gerisinde olduğu gerçeği, Rusya-Ukrayna savaşının daha açık hale getirdiği; mevcut şartlarda ABD olmadan Rusya’ya karşı direnç gösterebilecek bir güvenlik mimarisinin olmayışı Avrupa açısından denklemi zorlaştırmaktadır.
Buna rağmen her iki taraf arasındaki görüş ayrılıkları ise giderek derinleşmeye devam etmektedir. ABD’nin Avrupa’ya yönelik savunma harcamalarını artırma baskısı, Washington’ın Avrupa ekonomisini hedef alan yaptırım ve gümrük kararları, Trump’la beraber artan politik belirsizlik, AB’yi oldukça tedirgin etmektedir. Bir diğer sorun ise Çin politikasıdır. Avrupa, Çin’i stratejik bir rakip........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein