Gerçekleri konuşalım mı?
1 Ekim’den itibaren siyaset zemini yeni bir alan buldu. Seçim atmosferlerinde yaşanan kıyasıya rekabetin, sıkılı yumrukların, kapalı gözlerin, duymayan kulakların açıldığında neleri değiştirebileceği görüldü. Uzatılan samimi bir elin bir coğrafyanın kaderi üzerinde ne kadar etkili olduğu fark edildi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM Genel Kurulunda DEM sıralarına uzattığı elin yarattığı şok etkisi Türkiye’nin üzerindeki karabulutların bir anlığına da olsa dağılmasını sağladı. Bir anlığına da olsa huzurun, terörsüz Türkiye’nin, kucaklaşmanın, hep birlikte Türkiye olmanın ne demek olduğunun fragmanı yayınladı.
Türkiye’nin kahir ekseriyetinin memnun kaldığı bu ortam birilerini de tedirgin etti. DEM’in Türkiye Partisi olmasından ve terörle arasında kesif bir çizgi çekmesinden rahatsız olanlar uzatılan bu eli sulandırmaya çalıştı. Bu elin arkasında yeni anayasa ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev süresini uzatmaya yönelik bir hamle olduğu söylendi. Bu iddialar 8 Aralık’ta Şam’la birlikte düştü ancak muhataplarının dilinden hala düşmedi. Terörsüz Türkiye’nin oluşması ihtimali bile onları rahatsız etmeye yetti.
MHP Lideri Devlet Bahçeli terörün tamamen son bulması, huzurun hâkim olması ve yeni nesle böyle bir sorun bırakmamak için her türlü fedakârlığa hazır olduğunu söyleyerek gövdesini taşın altına koydu. “Nereden tepki gelirse gelsin, kim hangi taşı atarsa atsın, MHP’nin oyu yüzde kaç olursa olsun yeter ki terör son bulsun” diyerek tüm zamanların en cesur adımını attı.
Kamuoyunda buraya kadar olan kısma katılmayan çok küçük ve dar bir kesim kaldı. Onların da zaten ne Türkiye ne de terör hiç umurlarında olmadı… Ancak bundan sonra ki kısım bilinçli bir siyaset aritmetiğiyle Türkiye’nin geleceğini ve çıkarlarını gölgede bırakacak bir söyleme büründü.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan istedi diye PKK terör örgütünün silahları bırakmayacağını söyleyerek, “silahları bırak” çağrısının yapılmasına karşı çıkanlar oldu.
Velev ki terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan çağrı yaptı ve PKK silahları bırakmadı. DEM Parti “Önder” dediği ve yıllarca bunun üzerinden yaptığı siyaseti artık devam ettirebilir mi? Bu sürecin sonunda DEM Parti’nin PKK’yı reddedip Türkiye Partisi olması bile Türkiye adına bir kazanç değil mi? Terörle mücadele mi? O zaten durmadan devam edecek…
Terör örgütü elebaşı........
© Türkgün
