Palmira'da tetiklenen senaryo
Suriye’nin Palmira bölgesinde devriye görevi yürüten ABD’li ve Suriyeli görevlilere yönelik saldırıda 3 ABD personelinin hayatını kaybetmesi, sahada uzun süredir mayalanan provokasyonun yeniden su yüzüne çıktığını gösteriyor. Saldırının hemen ardından fail olarak İŞİD’in işaret edilmesi ise refleks haline gelmiş bir senaryonun yeniden devreye sokulması oldu. Bu saldırıdan kısa bir süre önce SDG’nin sözde lideri Mazlum Kobani İsrail basınına verdiği ve adeta sipariş üzerine kaleme alınmış izlenimi yaratan açıklamasında “Başkan Trump SDG’yi desteklemeli. SDG’nin alternatifi yok. Şam’da istikrar için ABD’nin Kuzeydoğu Suriye’de kalması gerekiyor” diyerek ABD’nin Suriye’den çekilmemesini talep ediyor ve Ahmed el-Şara yönetiminin yerine kendilerini Washington’un vazgeçilmez müttefik olarak konumlandırmak istediklerini beyan ediyordu.
Ne tesadüfse bu açıklamadan hemen sonra ABD’li askerlere yönelik bir saldırı gerçekleşiyor ve sahneye bir kez daha ABD’nin “hassas karnı” olarak görülen İŞİD çıkarılıyor. İsrail’in ve SDG’nin güçlü, merkezi ve egemen bir Suriye devletinin inşasını istemediği bir denklemde, İŞİD gibi “kullanışlı” bir terör örgütünün bir anda sahaya sürülmesi elbette masum bir gelişme değildir. Burada bariz bir provokasyon kokusu alınmaktadır.
10 Mart’ta imzalanan entegrasyon anlaşmasından bu yana Suriye ile bütünleşme sürecine ayak direyen, bir gün olumlu ertesi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein