Doğu Türkistan'a hukuk

Aşağıda okuyacağınız satırlar; “Büyük Türkiye Ülküsü’nün” neden bu kadar önemli olduğunu, Mete’den bu yana dünyaya nizam veren Türkler’in birleşmesi idealinin sadece bir hayalden ibaret olmayıp fiilden kuvveye dönüşmesi gerekliliğinin izahına yarayacak niteliktedir.

Moğolistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Hindistan ile çevrili Büyük Türkistan’ın doğu kısmını teşkil eden bir bölgede; zamanında Hun ve Göktürklerin de hakimiyet alanı içerisinde bulunan, Çin’in Kuzeybatısında; 744 yılında Basmil, Uygur ve Karluklardan müteşekkil boyların bir araya gelerek oluşturdukları Uygur Devleti, bilinen en eski Türk Devletlerinden biridir. Kurucusu Kutluk Bilge Kül Kağan olup Karahanlılar’ın bölgeye egemen olduğu zamanda İslamiyet’i benimseyen Uygur Türkleri, Moğolların hakimiyetine girmeleriyle bağımsızlıklarını kaybetmişler ve maalesef bir daha kazanamamışlardır.

İlk dalga olarak kabul edilen 1950 yılına kadar; özellikle 1944-1949 dönemlerinde Üç Efendiler olarak bilinen İsa Yusuf ALPTEKİN, Mehmet Emin BUĞRA, Mesut SABRİ’NİN bağımsızlık mücadeleleriyle bir şekilde ayakta kalmayı başarabilen bu devlet; 1950 sonrası Rusya ve Çin’in koalisyonu ile yıkıma uğratılmıştır. Bu üç isim ve birçok Uygur ve Kazak Türkü o yıllardan itibaren başta Türkiye olmak üzere birçok devlete göç etmiştir. Bu dönemin ardından; Hocalar Dönemi, isyanlar, siyasi kargaşalarla geçen yıllar Çin’in istilasına kapı aralamıştır.

Asıl çile dolu yıllar da o zaman başlamıştır…

Nitekim Çin Uygur Türklerine “hayata yayılan bir işkence” metodunu benimseyerek; toplu ve ani bir ölüm yerine; bu insanların hem dinlerini hem de ırklarını unutacakları, unutmak zorunda kalacakları bir duruma getiriyor. O insanlar, yaşadıklarının yanında ölmeyi yeğliyor.

Bir insan dünyaya geldiğinde ırkı bellidir. Vatanı bellidir. Kökleri bellidir. Peki, hayata gelişiyle belli olan bu kimliğiniz baştan sizden alınıyorsa ve size sırf bu kimlik yüzünden hayat boyu işkence uygulanıyorsa ne yapardınız?

Doğduğunuz toprakların Doğu Türkistan olduğunu bir hayal etmenizi istiyorum. Vatanınız Komünist Çin’in kirli elleri altında yönetilmekteyken; dininizin, köklerinizin inkar edilmesi sizden beklenirken, reform adı altında bitkisel yaşam haline getirilen hayatınız ellerinizin altından kayıp giderken ne düşünürdünüz?

1953 senesindeki resmî rakamlara göre Doğu Türkistan’da 3.640.000 Uygur, 504.000 Kazak, 70.000 Kırgız olmak üzere yaklaşık 4 milyonu aşkın Türk asıllı nüfusun yaşadığı bilinmektedir. Aynı........

© Türkgün