menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küçük çiftçinin büyük onuru!

29 1
10.10.2025

Duygusalım!

Etkilenirim çevremden… Çevremde yaşadığım bazı olaylardan, üstelik çabuk da atamam üzerimden. Özellikle bir Anadolu çocuğu olarak…

Yozgat’ın bir kasabasında yaşamışım, görmüşüm yoksulluğu. Sıkıntıları bizzat kendim yaşamışım. Kasabamda, etrafımda hep böyle…

Çevremde imkânsızlıklar içinde boğuşan; hayatını kendi elleriyle kazanmaya çalışan insanlar oldu hep.

Bu yaşanmışlığın üzerimde her zaman bir etkisi vardır.

Etrafımda özellikle bir köylü, bir çiftçi görürsem umursamaz olarak davranamam.

Bana ne deyip geçip, gidemem.

Köy ziyaretlerinde çiftçilerin ikramında aşamam sınırımı, tadımlık harici alamam hiçbir şey. Bilirim ki yoğun bir emek sonrası elde edilmiştir o ürünler.

Alışverişte pazarlık edemem, çiftçinin tartıda, parada gözü yoktur. Her zaman para geçmez. Bazen ücreti bir “Allah razı olsun” bazen de “canın sağ olsun” dur.

Veresiyenin günü yoktur, “ne zaman para eline geçerse verirsin” der ve piyasada bulamayacağınız en saf, en taze ürünü alırsınız…

Kurulan halk pazarlarında gözlerim onları arar ya pazar girişlerinde ya da çıkışlarında. Göremezsem eğer sokak köşelerine bakarım, pazarlık yapmaya utanan o masum yüzleri görmek için…

Alacağım üründeki o katkısız saflığı görürüm köylü teyzemin yüzünde. Gönül rahatlığıyla yaparım alışveriş… Etmem pazarlık!

Bu hikâye zaman zaman........

© Türkgün