menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Nerden geldin ‘Türkiyeli’ oldun? Sen Türksün!"

33 21
27.01.2025

Şu ‘Türkiyeli’ hikâyesi var ya…

Sanırım şimdiye dek hiç kimse Şehit Anneleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Pakize Akbaba kadar, bu sözün anlamıyla ilgili -başlığa aldığım gibi- bir cümle kurmamıştır.

Şehit Namık Ayhan Akbaba’nın annesi Pakize Anne ; Özgür Özel’e "Nerden geldin ‘Türkiyeli’ oldun? Sen Türksün!" diye seslendiğinde, sanırım, ‘bu ülkenin topraklarında doğmuş, bu ülkenin vatandaşları olarak, neden Türkiye’liyiz diyelim ? Bir başka ülkeden çıkıp gelmedik buraya !’ demek istedi.

Şehit Anneleri Derneği’ni ziyaret

24 Ocak Cuma günü TÜMÖD Genel Başkanı Prof. Dr. Lale Afresyap, Ön Türk Akademisi Başkanı Vedat Köle, Simkal Kalibrasyon Merkezi Kurucusu makina mühendisi Turgay Derya ve TÜMÖD üyesi olarak ben ; Şehit Anneleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Pakize Akbaba ve gazi oğullarını ve başka şehit ailelerini, derneklerinde ziyaret ettik.

Derneğin üç duvarında şehitlerin çerçevelenmiş resimleri var. Adları, rütbeleri yazılı. Ayrıca kimi belgeler de çerçevelenmiş, asılmış. Atatürk’ün değişik portreleri bulunuyor. Sayısız plaket ve çeşitli dosyalar raflarda sıralanmış. Huzurlu bir mabed!

Pakize Anne, derneğin kuruluşunu takiben, Darphane’nin genel müdürüyle görüştüklerini ve amblemlerinin 25 Kuruş’un üzerindeki gibi olmasını arzu ettiklerini belirtti. "25 Kuruş’un üstünde Mehmetçik, omuzlarında mermi taşıyan kadın ve ışık saçan Atatürk var. Biz onun ışığında çalışacağız, dedik. Sağ olsun bize hazırladı, verdi. Buna Allahın bir mucizesi diyorum ben, çok mutluyum !" diye açıklama yaptı.

Pakize Akbaba

Maddi manevi zorluklarla kurulan Şehit Anneleri Derneği’nin başkanı Pakize Akbaba şöyle devam etti: "Çocuklarımıza layık olmak için çalışıyoruz. Çocuklarımızın kemiklerini sızlatmıyoruz. Atatürk’ün yolunda ilerliyoruz. Biz şehit anneleri olarak Kurtuluş Savaşı’nda Atamıza katılan Kara Fatma, Ayşe Çavuşlar gibi kadınlarız. Elbette onlar bizden çok daha zor koşullarda çalıştılar. Bebelerinin kundaklarını mermilerin üzerine atmışlar. Onlara layık olmaya çalışıyoruz. Derneği’n kuruluşu 1996’da başladı. Şubemiz yok. Duygu sömürüsü olsun istemedik. Vergilerimizi veriyoruz. Kadınlara çok iş düşüyor. Bu yolda güzel kadınlarla tanışıyoruz. Komutanlarımızın, polislerimizin konuşamadığını biz konuşuyoruz. 26 Ocak’ta İzmir’de olacağız. 22 Yıldır AKP barışı sağlayamadı. Şimdi Öcalan ile mi sağlayacak? diyeceğim orada da. Partiler koltuk için mi vatan için mi çalışıyor? Uçan kargalar bile buna güler. Otel için sorumlu arıyorlar. Tren kazası için aynı. Sorumlu sizsiniz. Neyi kime verdiğinizi bilmiyor musunuz? PKK Kürt kardeşlerimi kandırdı. AKP Türk milletini kandırdı. İlk meclisimiz gazilerle dolmuştu. Türkiye; Türk Silahlı Kuvvetlerinden güç alır. Gazi Meclis, gazilere yasak. Can verdik, kan verdik. Hangimiz girebildik?"

3713 Terörle Mücadele Gazisi Fatih Düdükçü diyor ki

"Sağlık sorunlarımız ayrı bir konu. Bombalı tuzaklama ve mayın sonucu iki bacağımı, bir kolumu kaybettim. Sayısız operasyon geçirdim. İlk operasyonum, Hakkâri’nin Yatılı Bölge Okulu 1. Sınıf’ın dersliğinde yapıldı. Yaşımız ilerledikçe sıkıntılarımız artıyor, ruhumuz ve bedenimiz zorlaşıyor. 2015’te GATA’nın kapatılması ve kimi hekimlerin atılması dolayısıyla derin üzüntü içindeyiz. Asker ve Polis Hastanelerinde görevli doktorlar, harp cerrahi tekniği bilir ve karşılaştıkları farklı durumlarda ne yapacaklarını hemen kavrar. Bu hastanelerde askeri ilaç fabrikalarının ilaçları kullanılır, her biri özel düşünülerek üretilmiştir. Bugün bir olay olduğunda, merak etmeyin tüm hastaneler aktif, en yakın olana götürülürsünüz deniyor. Oraya askeri helikopter mi götürüyor peki? Savaş yaralılarına her doktor operasyon yapamaz ki! GATA’nın bu tecrübesini kaldırdılar. Ankara Rehabilitasyon Hastanesi ki Elele Vakfı ile, vatandaşların bağışlarıyla yapılmıştır. Şimdi orayı kullananlar, siviller. Asker’e yer yok deniyor. Sahra Hastaneleri’nde müdahale yapılabiliyordu. Güvenlik açısından da korunuyordu."

Pakize Akbaba’nın yüreğindeki sızı bitecek gibi değil

"128 milyon doları yuttun. Torun sarayı, damat sarayı, herkese saray yaptın. Cumhurbaşkanı olarak herkesi susturuyorsun. Özdağ ülkesini savunuyor, soru soruyor diye hapse atıldı. Strasbourg’a gitmiştik. Bir Kürt kardeşimizi de götürdük. Cenab-ı Allah bu görevi bana verdi. Bunları anlatmak bana güç veriyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Fetö ile suçladı, yargılandım. Oysa onunla en küçük ilgim olmadı. Ondan dört yıl sonra Cumhurbaşkanı’na hakaretten yargılandım. Başbakan iken üç kuruşluk davayı kazanmıştım. ‘Öcalan öldürdüğü kellelerin hesabını veriyor’ dediydi. Şimdi de Öcalan’dan medet umuyor. Hizbullahlar da yanında. Hüdapar ‘4. maddeyi kaldırın’ diyor; şımarıklığa bak. Para için bir günlük bebekler öldürüldü. 15 Temmuz tiyatro oyunuydu. Arınç Kozmik Oda’yı açtı. Ata’nın büstünü çöpe atan yargılanmıyor, ben yargılanıyorum. Mehmet Şimşek gazilere karşı üslupsuz söylemde. Suriyeliler bile değer görüyor. Gazilerimize lütuf verir gibi yaklaşıyorlar. Bizler her zaman ilkeli olarak hareket ediyoruz. Biz siyaset üstüyüz. Ancak doğal haklarımız için çalışıyoruz. Ev içi kişisel ihtiyaçlarımızı karşılamak güç."

"Suriyeli benimle aynı kimliğe sahip olamaz!"

3713 Terörle Mücadele Gazisi Fatih Düdükçü ülkemize alınan "Suriyeli benimle aynı kimliğe sahip olamaz!" diyor ve........

© Toplumsal