menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MELEK YÜZLÜ ŞEYTAN

8 3
02.02.2025

'Allah için sevmek, Allah için nefret etmek' ne kadar da kulağa hoş gelen ama hayatımızda çok az yer verdiğimiz bir desturdur. Sevgide ve nefrette Allah'ın rızasını gözetmek, onun razı olacağı şekilde davranmak, Allah’a yakın bir dost olmaktan geçer.

çok nefret biriktirmişiz, nefretimiz gözlerimizi kör etmiş, küçük bir kıvılcım her şeyimizi yakmış yıkmış, külünü savuruyoruz rüzgâra,

Bu kadar ayrı mıydı islam anlayışımız, bu kadar zıt yönler de miydi varmak istediğimiz hedefimiz.

Hani Cemaat, siyaset, mezhep, meşrep, tarikat, amaç değil araçtı. Hani her Müslüman’ın amacı aynı menzile varmaktı, kimi uçakla ile,kimi otobüs,kimi yaya olmak üzere yola koyulmuştu.

Hani kıble bir, kitap bir, peygamber bir, bin tane birimiz vardı. Ne oldu? Bir tane olan bir, doksan dokuza mağlup mu oldu.

Söylenilen hedef mi yanlış? Yoksa yola çıkılan araçlar mı? Hani,'Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah'sevmek Allah için ve buğzetmek Allah içindi, yıllarca bu yolun yolcularına kaptanlık yapan ağabeyler, sayınlar, beyler; yalan mıydı?

Bunca yatsı vakitleri geçti de mum sönmedi mi? Şimdi aynı mumla koca bir geçmişi ateşe vermekten çekinmiyoruz. Bu kadar kolaymış koca bir geçmişe kibrit suyu döküp yakmak.

Ne oldu? Nereye gidiyor bu gidişat, bunun muhasebesini yapa dursun yolun genç yolcuları.

Biz hakem olarak Kuran'ı seçelim, hakem taraf tutmaz, gerçeği ortaya çıkarır. Haksızlıkta devam edenleri oyunun dışına atar.

Hakemliğin en zor olanı, İbrahim ile Nemrut arasında ki haksızlığı değil; İbrahim olduğunu iddia eden iki kişi arasına kalmaktır. Aynı forma ile sahaya inenlerin, arasında hakemlik ne zor olsa gerek.Gerçi tek teselli,........

© Tigris Haber