menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR MİLLET DİZİLERLE DAĞITILIYOR

8 1
30.11.2025

Türkiye bugün bir gerçeğin tam ortasında yaşıyor: Televizyon dizileri artık sadece eğlence değil; toplumun kimliğini, aile yapısını, değerlerini ve sosyal dokusunu şekillendiren birer mühendislik aracına dönüşmüş durumda. Fakat daha vahim olan şu ki, dizilere konu olan illerin sivil toplum kuruluşları, seçilmişleri ve atanmış yöneticileri bu çarpık tablo karşısında derin bir sessizliğe gömülmüş durumda. Sanki herkes aynı anda sağır, aynı anda kör olmuş gibi. Bu sessizlik artık tesadüf değil; toplumsal çürümeye verilen pasif bir onaydır.

Ekranlarda gördüğümüz sahnelerle gerçek hayat arasında dağlar kadar fark var. Ben şahsen ne bir köy ağasının köşkünde gündelik giyim yerine gece elbisesiyle dolaşan bir kadına rastladım, ne de elinde silahla sağa sola racon kesen, toplum tarafından kabul gören bir “Güneydoğulu profili” gördüm. Bu sahneler gerçeği temsil etmiyor; topluma giydirilmek istenen yeni kimliğin kostümleridir.

İslami ve Dindar Yapılar da Sessiz Kalamaz

Sözde dindar, sözde manevi sorumluluk taşıyan sivil toplum kuruluşları ve cemaatler için de sorumluluk açıktır. Slogan atmak, yürüyüş yapmak veya boy göstermek, bu ülkenin değerlerinin çürüdüğü bir ortamda artık yeterli değildir. Görev, sahadaki tahribatı raporlamak, Meclis ve RTÜK nezdinde düzenleyici mekanizmaları harekete geçirmek ve toplumun korunmasını sağlamak olmalıdır.

Bu görev, sadece........

© Tigris Haber