menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

NENE'M HATUN

6 0
05.12.2024

Okuma sevdamı, okuma yazma bilmeyen rahmetli Nenem'e borçluyum. Kendisinden Allah razı olsun. Okuma-yazma bilmiyor derken haksızlık etmeyeyim. Sadece yeni yazıyı bilmiyordu. Çok iyi ve güzel Kur'an okurdu.
Sarı Hoca namıyla tanınan dedem 1970 yılının Ocak ayında aniden rahmetli olmuş. Bir gece yatmış, sabahleyin kalkmamış. Yatağında ölü bulunmuş derler ya o şekilde. Ölümü de hayatı gibi zahmetsiz olmuş, kimseye yük olmamış. Buna, “duası kabul oldu” derler. İnsan nasıl yaşarsa öle ölür.
Dedem Sarı Hoca'ya dair hiçbir hatıram yok. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Dedemle hatıralarımın olmasını çok isterdim. Güncel tabirle “kişisel gelişimime çok şey katacağına inanıyordum”. Lakin Sarı Hoca'yla ilgili ahaliden, sülalemden çok şey duydum. Çocukluğumda “Sarı Hoca'nın Kızdan Torunu” diye tanınmak bana önemli bir paye gibi gelirdi.
Nenem, beyi Sarı Hoca vefat ettikten sonra rahmetli oluncaya kadar tek başına yaşadı. Kışlık ve yazlık olmak üzere iki evi vardı. Yazın fındıklığın içindeki evinde, kışın köyün ortasındaki evinde yaşardı. Son nefesine kadar üretmeye, etrafına faydalı olmaya devam etti. Hiçbir zaman alan el olmadı, hep veren el oldu. Verdikçe huzur bulurdu. En az yedi köyün ahalisince tanınırdı. Zor zamanlarda halkın müşkülatını çözerdi. Zamanına göre nadir bulunan bir meziyeti vardı: Cenaze yıkamak. Nerede bir kadın cenazesi olsa hep Nenem'i arar bulurlardı. Bu işi........

© Terme Bilgi Gazetesi


Get it on Google Play