Uygur Türklerinin Sembolü Prof. Dr. İlham Tohti'ye Özgürlük
Çin esaretinde inleyen Uygur Türklerinin yaşadığı zulüm konusunda ilk bilgileri aslen o coğrafyanın çocuğu olan ama sürgünde yaşayan ve tanışmakla şeref duyduğum İsa Yusuf Alptekin (1901-1995)’in hayatı ve maceraları etrafında edindik. Sonra büyük direnişçi Osman Batur (1899-1951)’un hikâyesini öğrendik ve bütün bu olayların romanını Godfrey Lias (1887-1964)’ın Göç adlı eserinde okuduk. Yaşanan zulüm, yirminci yüzyılın ikinci çeyreğindeki en büyük insanlık trajedisi idi. 1970 başlarından itibaren İzmir Kemeraltı’nda Burhanettin Semerkantlı amcadan Uygurlara yapılan zulümleri dinledik. 1971 veya 1072’de Yetik Ozan (Doç. Dr. Turgut Günay; 1942-1978), Töre Dergisi’nde Atmaca Uçurumu başlıklı bir şiir yayımladı. Şiir Çin’de zulme uğrayıp uçurumlardan atılarak katledilen Sarı Uygurlar için yazılan bir ağıttı. Şöyle başlıyordu:
Orda Kansu’daki yalçın yarda
Bir aylak atmaca döner bunalır;
Eğilir diplere doğru ağar da
İnsan kokusuna konar bunalır
Çin 1949 yılında Komünist yönetime geçtikten sonra, Uygurlara zulmetmeye başlamıştır. O Uygurlar ki, Türk medeniyetinin en önemli iki ismini yetiştirmişlerdir: Yusuf Has Hacip ve Kaşgarlı Mahmut. Yusuf, Türk edebiyatının ilk hacimli eseri olan Kutadgu Bilig’i, Mahmut da dilimizin ilk sözlüğü olan Divanu Lugati’t-Türk’ü yazmıştır. Yani bu coğrafya ve bu halk, Türk milletinin medar-ı iftiharı olan eserleri yazıldığı atmosfer demektir.
Dünya değişiyor…
Türk dünyası da geniş bir coğrafyada paramparça oldu ve maalesef emperyalistlerin ana hedeflerinden biri haline geldi. 1949 yılında da Uygur coğrafyası veya Doğu Türkistan, Çin esaretine maruz........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Beth Kuhel