Cumhuriyet ve Kadın Devrimi
Dünyada kadınların siyasal yaşamda söz sahibi olmaları, oy kullanmaları ve seçilmelerine yönelik adımlar 19. Yüzyılın sonlarında atıldı. Yeni Zelanda, Avustralya gibi eski İngiliz kolonilerini, bizzat İngiltere ve Finlandiya gibi ülkeler izledi. Türkiye de, Batı dışı bir toplum olmasına rağmen, Atatürk7ün liderliğinde gerçekleşen Türk Devrimi sayesinde kadın haklarını erken sağlayan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye, çağdaş dünya içinde bile öncü bir ülke olmasının yanı sıra Müslüman ülkeler içerisinde de kadın haklarında ilerleme sağlayan ilk ülke oldu.
Oysa tarihsel arka plana baktığımızda Cumhuriyetin devraldığı sosyal, ekonomik ve kültürel miras hiç de parlak değildi.
Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’de yılları erkeklerin cephede olması nedeniyle kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta varlıkları bir zorunluluk olarak artmıştı. Tüm bu arka plana rağmen kadınların siyasal, toplumsal ve ekonomik hayatta yer almaları hiç de kolay olmadı. Cumhuriyetin Osmanlı’dan devraldığı siyasal ve toplumsal miras pek de parlak değildi. Nüfusun büyük bölümü (’den fazlası) köylü idi, okuryazarlık oranı çok düşüktü (% 3-5 civarı, kadınlarda % 1’in altındaydı). Dolayısıyla geleneksel/dinsel bir toplum yapısında kadınların siyasal ve toplumsal hayatta rol oynamaları pek de beklenemezdi. İşin daha vahim tarafı ise, bırakın toplumu, dönemin okumuş, eğitimli yöneticileri bile kadınlara siyasal haklarını vermekte pek de istekli olmadıklarıydı.
1924 Anayasası TBMM’de tartışılırken kadınların siyasal hakları gündeme geldi. Anayasanın 9. Maddesi seçme ve 10. Maddesi ise seçilme hakkını düzenliyordu. Her Türk vatandaşının seçme ve seçilme hakkının olduğunun belirtildiği maddelere milletvekilleri itiraz ettiler. Gerekçeleri buna kadınların da dahil olabilecekleri endişesiydi. Bu sırada Urfa milletvekili Yahya Kemal (Beyatlı) Bey “Otuz yaşını tamamlayan, kadın ve erkek her Türk, milletvekili seçilme hakkına sahiptir” şeklindeki madde değişiklik önerisi verdi. Oturum başkanı bu maddeyi oylamaya sundu. Ancak ne yazık ki, milletvekilleri bu öneriyi reddettiler. Üstelik alkışlarla!... Kütahya milletvekili Recep (Peker) Bey, buna tepki göstererek, “Kadına hak vermediniz. Bari alkışlamayın yahu!.” dedi. Bu nedenle söz konusu maddeler, “her Türk erkek…” şeklinde düzenlendi. Dolayısıyla Saltanatı ve halifeliği kaldıran devrimci ama “erkek” Meclis, kadınlar konusunda Atatürk kadar devrimci tavır sergileyemedi. Bunun üzerine Atatürk, strateji değiştirerek kademeli bir devrim izledi.
1924 Anayasası tartışmalarında da görüleceği üzere hem toplumsal tabana hem de yönetici kadroya kadınlara hak vermeyi........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel