menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HOCA HAKKI

12 6
20.11.2025

HOCA HAKKI

Prof. Dr. Ahmet SEVGİ

Bizim kültürümüzde hocalığın ayrı bir yeri vardır. Ana-babadan sonra en çok hoca hakkı üzerinde durulur. Hatta bazıları hoca hakkını ana-baba hakkından da ileri tutar. Nitekim “Hoca hakkı, Tanrı hakkı” diye de bir atasözümüz var.

XIII. asır İlhanlılar devri âlimlerinden Reşidüddin’in:“Türkçede yaşlılara hoca, koca derler. Hâce = hoca sözü, Türkçedir. Arapça veya Acemce değildir.” sözü bence önemli bir tespittir. Hoca Ahmet Yesevî, Hakîm Süleyman Ata, Koca Yunus gibi büyük zatların adlarında gördüğümüz “hoca”, “ata”, “koca” sıfatları müteradiftir ve “büyük, ulu, bilgili, tecrübeli, muallim, üstat…” anlamlarında kullanılmaktadır.

“Kelimeler birer kaptır, içine ne koyarsan onu temsil eder.” fikrine katılmıyorum. Şekil (kelime) ile mânâ arasında daima organik bir bağ vardır. Bu sebepledir ki “öğretmen” hiçbir zaman “hoca” kelimesinin yerini tutamaz ve o ağırlığı taşıyamaz.

Bir Hatıra

Bu noktada, izninizle bir hatıramı nakletmek istiyorum: Lise ikinci sınıfta edebiyat kolu başkanıydım. Arkadaşlara “Türk Edebiyatı”, “Hisar” ve “Töre” dergilerini okumalarını tavsiye ediyorduk. Ama sınıflarda Nuri Pakdil’in çıkardığı “Edebiyat” dergisinin de satıldığı oluyordu. Diğer sınıfların edebiyat kolu başkanlarıyla........

© tarihistan.org