BU BENİM HAYATIM |
BU BENİM HAYATIM
Coğrafya dersinden sonra kendimi Belçika ormanlarını düşünürken buldum. Üzerlerinde altın gibi elma bahçeleri asılı duran devasa ağaçlar ve toynakları patlayan, kurtlardan kaçan tavşanlar gördüm. Özellikle ormanı kafalarında taşıyan ve içinden çıkan aslanları çok sevdim...
Böyle zamanlarda, sınıfa girmek için çalan zillerin sesiyle zıplardım. Sınıf arkadaşlarımın şakalaştığını ve birbirlerine su serptiğini görünce, ormanın çoktan unutulmuş olmasına şaşırdım.
Yolun iki tarafındaki alçak ağaçları (coğrafya dersinden sonra bana öyle görünüyordu) Belçika ormanlarındaki uzun ağaçlarla karşılaştırdım ve eve döndüm. Omuzumda ağır çantamla eve geldiğimde, kız kardeşim televizyonun olduğu eve koşar, bulabildiği her şeyi çıkarır, annemin arkasına saklanır ve bana göstererek yemeye başlardı.
Büyükbabamın ölümünden sonra henüz yas elbisesini çıkarmamış olan annem, cebinden bir şey çıkardı ve bana uzattı. Üzerinde tavşan resmi olan bir şekerdi. Mutlu bir şekilde gitmemi bekleyen annem, beni sessizce gördü ve sanki bana şekeri verdiğine pişman olmuş gibi mutfağa gitti.........