Prekarya günlükleri
Diğer
12 Aralık 2025
Her sabah, başka bir bankanın telefonuyla uyanıyorum… Genellikle sessize alıp uyumaya devam etmeyi seçiyorum çünkü bankalardan bana ne? Ama onlar beni çok seviyor, belalım gibiler, asla peşimi bırakmıyorlar.
Ölmüş annemin kredi kartı borçlarını ödemek zorunda kaldım, yaklaşık 100 bin TL. İcrayla tehdit edildim. Bu insan, yıllarca size para kazandırmış ve ölmüş ve siz hâlâ üç kuruşun peşindesiniz değil mi?
Ahlaksızsınız….
Sadece bu da değil, gün geçtikçe fakirleşmemiz ve kapitalizm tarafından ele geçirilmemiz, özellikle biz prekaryalar* tarafından, o kadar farklı şekillerde yansıyor ki hayatımıza artık…. Hayvanlarımızın mamasını almakta, kiramızı ödemekte, iyi beslenmekte zorlanıyoruz. Kendimizi güvencesiz hissediyoruz, bu kronik bir stres yaratıyor, bu stres üretimimizi, yaratıcılığımızı engelliyor, paralize olup kalıyoruz. Üstelik biz, bu ülkenin zeki, çok iyi okullarda okumuş ve kendi alanlarında iyi deneyime sahip insanlarıyız.
IDOB’da yeni bir La Boheme (Puccini) prodüksiyonu var. Reji gayet demode ve kötü ama solistler iyi ve operanın kendisi zaten çok iyi… Bir tarihsel prekarya günlüğü çıkarmak isterseniz gidip görün. 1800’lerin sonunda Paris’te bir çatı katında parasız ama hülyalı yazar, ressam, müzisyen, filozof olarak yaşamak belki de bugünkünden daha kolaydı… Kesinlikle daha kolaydı.
80’lerde bile daha kolaydı sanki…. Melih Cevdet Anday, nereden buluyorduysa, bir para bulurdu bazen, balık pazarına gidip 200 gram lakerda, 100 gram pastırma, biraz eski kaşar ve bir 35’lik rakıya gömüp bulduğu paranın büyük kısmını, bizim Suadiye’deki sobalı evimize gelirdi çilingir sofrasına. Başka parası az ama gönlü büyük sanatçı tayfa da mevcut bulunurdu. Ben, okul gecesi olsa da asker gibi kalkıp piyanoda Hatırla Sevgili çalardım, çakırkeyif 80’ler sanatçı prekarya tayfa vals yapardı.
Şimdi Suadiye pahalı bir semt oldu. Oysa 80’lerde, kendisi de bir bohem ve bir prekarya olan annem, Avrupa yakasındaki kiraları ödeyemediği için mecburen kaçmıştı oraya. Ben, küçücük aklımla, “Avrupa’dan sürüldüğümüzü” düşünüyor ve çok üzülüyordum. Çünkü Teşvikiye’de doğmuş, Nişantaşı’nda büyümüş, bir tarafı sanayici-bürokrat, üst-orta sınıf, yani bizde ne kadar olursa o kadar burjuva bir ailenin çocuğuydum. Babam ölünce bir anda alt-orta sınıf prekarya anne tarafıma düşmüştüm ve bu durumdan hiç memnun değildim. Beş yaşındaydım ve her şeyin farkındaydım.
Melih Cevdet o parayı büyük ihtimalle bir yazı yazdığı bir gazeteden, basılan bir şiir kitabından gelen teliften filan buluyordu. O zamanlar edebiyatçılar,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel