“Zarif ve kırılgan”: Fransa’dan bir oyun, bir sergi ve bir konser

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

08 Kasım 2024

Bu hafta benim için sanatsal tüketimim açısından oldukça “Fransız” bir haftaydı…Tiyatro Festivali için Türkiye’ye ilk kez gelen, Fransa’nın ve dünyanın hala aktif olan en eski tiyatrosu Comédie Française’den bu yıl Avignon Festivali’nin açılışını yapan “Hekabe, Hekabe Değil”i, romantizmle modernizm arasında köprü kuran müziğiyle önemli ve değerli Fransız besteci Gabriel Fauré’nin 100. ölüm yıldönümü dolayısıyla Fransız Kültür Merkezi ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin işbirliğiyle düzenlenen, özel Fauré şarkıları (Fransızca Mélodie) gecesi ve “madem bu kadar Fransız kültür ve sanatı etkisindeyim, görsel sanatlar eksik kalmasın ” diye gittiğim, Fransız Kültür’ün sergi salonundaki Veroniqué Vial’in ünlülerin sabah halleri portrelerinden oluşan “Sabah 10’dan Önce” isimli fotoğraf sergisi…

Oyunla başlayalım: Comédie Française 1680 yılında 14. Henry’nin Paris’teki iki tiyatro kumpanyasının birleştirerek kurduğu, Molieré’in ölümünden yedi yıl sonra kurulmasına rağmen “Moliére’in Evi” diye bilinen, yılda -çoğu kendi atölyelerinden çıkan- yaklaşık 30 oyunu Paris’teki üç sahnesinde ve turnelerde sergileyen, çok üretken ve prestijli bir kurum. Tiyatro Festivali’ne Avignon Festivali’ni 2023’ten beri yöneten Portekizli Tiago Rodrigues’le ilk iş birlikleri “Hekabe, Hekabe Değil” ile katıldılar. Rodrigues’in yazıp yönettiği oyun Euripides’in tragedyası Hekabe’yle bu oyunu sahneleyen bir tiyatro kumpanyasının iç içe geçen hikayesini anlatıyor. Euripides’in oyunu Truva Savaşı sonrası düşen şehrin eski kraliçesi, artık bir esir olan Hekabe’nin trajedisine odaklanır. Yunanlılar hâlâ şehirdedir ve Hekabe her şeyini kaybetmiştir; kocası kral Priamos’u, tahtını, özgürlüğünü ama en önemlisi evlatlarını… Kızlarından Poliksena Aşil’in mezarında kurban edilmiştir; savaştan zarar görmesin diye hazinelerle Trakya kralının yanına gönderdiği oğlu Polydorus’u ise kral, hazineye sahip olmak uğruna öldürmüştür. Hekabe’nin ruhunun acısını biraz olsun hafifletmek ve adalete benzer bir şeye ulaştığını hissetmek için yapacağı tek şey kalmıştır; intikam… Oğlunun katili Trakya kralı Polymestor’u tuzağa düşürerek iki oğlunu öldürür, kralın da gözlerini oyar.

Rodrigues bu tragedyayı Hekabe’yi oynayan başrol oyuncusu Nadia’nın gerçek hayatta yaşadıklarıyla harmanlamış. Nadia otizm spektrumundaki oğlu Otis’in (çocuğun isminin ironi içermediğini, Otis Redding’den geldiği özellikle belirtiliyor) hafta içi kaldığı bakımevinde istismara uğradığını keşfeder ve hakkını aramak için yasal bir süreç başlatır. Nadia’nın devletin en üstlerine kadar uzanan mücadelesiyle prömiyeri yaklaşan oyunda canlandırdığı, yine yüksek makamlar tarafından çocuklarının zarar görmesi suretiyle ihanete uğramış Hekabe’nin hikayesi, oyuncunun canlandırdığı karakterle kendisi, yaşamla sahne, gerçekle oynanan, gitgide iç içe geçer…

Yönetmen metni İsviçre’deyken gazetede okuduğu gerçek bir olaydan ilham alarak kurgulamış, oyunlarını tiyatro için değil oyuncular için yazdığını söylüyor ve bunu “Hekabe”de çok net........

© T24