Sondan bir önceki sözü gençler söyleyecek! |
Diğer
02 Aralık 2025
Erdoğan (ve Bahçeli) ve daha ziyade de Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’den bir “parti lideri” yarattılar. Elbet kendisinin de payı vardır ama onların her darbesi, her çıkışı, her kuşatma çabası, her itibarsızlaştırma gayreti ve onca gözaltı, tutuklu ve yargı önyargısının neticesi bu.
Şimdi bu bilgiyi alıp ne isterlerse yapsınlar!
Bu Özel’e ya da Türkiye’ye özgü bir şey değil. Bunu en iyi bilmesi gerekenlerden biri de esasen 2000’lerin başındaki Erdoğan. Ama muhtemelen o Erdoğan’ı bu Erdoğan da çoktan unuttu. O zaman kendisinin nasıl kuşatılmak istendiğini ve en yakın çevresindekileri de artık unuttuğu gibi.
Daha yakınlarda New York belediye başkanı seçimlerinde, İrlanda’da, Danimarka’da ve birçok yerde de az çok benzer şeyler oldu. Kimi “antisemit” kimi “komünist” kimi “gay” diyerek itibarsızlaştırmaya çalıştı ama tam öyle olmadı. Ecevit 12 Mart darbesi arkasından kongrede “İsmet Paşa”yı yenerken de, sonra CHP’yi birinci parti yaparken de öyleydi.
Hatta sağdan örneklerimizle; Menderes, Demirel, Özal için de bir bakıma öyle.
İnsanlar, partililer, halklar, evet çoğu zaman tahakküme boyun eğebiliyor ama sonra tarihin bir zamanı geliyor. O tahakkümün tuttuğunu zannedenler bir bakıyor, yok, artık olmuyor. Çevresi de Cumhurbaşkanı’na bunu söyleyemiyor olmalı.
Özgür Özel, 1970’lerin başının Ecevit’i kadar bile “soldan” konuşmuyor. Çok net bu. Ama dini, milliyeti veya “tek adamlığı” popülizmle buluşturup yıllarca ekmeğini yiyenlerin karşısında “yeni bir popülizm”le artık. Popülizm olduğu için de bünyesinde her şeyden bir miktar var tabii. Ve zaten böyle bir yoksulluk, yoksullaşma, baskı, kuşatma çağında; bu tür bir popülizm bile “azıcık sol” olabiliyor.
Fakat en önemli unsur, gençler ve gençlik. 19 Mart, belki önemli kısmı CHP’li bile olmayan bir gençliği adeta uykusundan uyandırdı. Onları “siyasallaştırdı.” Belki bizim gençliğimiz gibi, “ne istemediğinden” ziyade “ne istediğin, ne hayal ettiğin, ne için mücadele ettiğin ve hayatını bile riske attığın, onca kayıp vermeyi de göze almak” üstünde büyüyen bir siyasallaşma değil; belki daha çok “ne istemediğin”e dair bir şey. Ama bazen de böyle olur.
“Ne istemediklerini” ve böyle bir hayatın onları onlar olarak “istemediğini, isteyemeyeceğini” artık iyi bilen bir gençlik kesimi, adil bir seçimde, birçoğunun ilk oylarıyla, yarım asırlık bir iktidarı değiştirmek isteyecek.
Özgür Özel, partisinin “önyargı yargısıyla” da........