Diğer
22 Haziran 2024
İnsanların kökenlerinden, sınıfından, fikrinden, sözünden, sesinden, nefesinden, "aykırı" duşundan, özgürlük ve insan hakları tutkusundan, toplumsal cinsiyetinden ötürü "linç operatörleri"nin saldırısına maruz kaldığı bir dünyada ve ülkedeyseniz…
Noam Chomsky gibilerine ihtiyaç duyarsınız.
Onlar aslında sizin "ihtiyaç" duyup duymadığınızdan öte, dünyanın o sese, bu nefese, şu söze ve tavra ihtiyacı olduğunu görür, bilir. Anlamak ve anlatmak için bir ömür verir.
Ne kendi ırkına, dinine, milliyetine, devletine bakar… Ne statüsüne, kariyerine. Ne tehditlere pabuç bırakır, ne endişeler içine gömülüp siner.
Noam Chomsky de sizi ve bu dünyayı yalnız bırakmaz. Ölür ve dirilir!
"Öldü" haberini "ölmedi" haberi izledi.
O yüzden bu yazı "ölüm üstüne" değil; yaşam üstüne.
Çünkü hayat, o tür insanların ölümüne varlığı, ölseler bile hayata kattıklarıyla umut ve cesaret veren bir maceraya dönüşür.
Bir "Amerikalı" olarak "Amerikan emperyalizmi"ne… bir "Yahudi" olarak İsrail'in Filistin mezalimine… Bir "dilbilimci" olarak medyanın yılan ve yalan diline… Bir "akademisyen" olarak dünyanın her acısına karşı yılmadan, bıkmadan ama sadece atıp tutarak değil, bilim, akıl ve vicdanla dik duruşu, bedeni toprağa karışsa bile yıllardır hayatta kökleşmiştir zaten.
"Dünyanın en iyi dilbilimcilerinden biri" bu dünyanın hakim, yaygın, otoriter, dayatmacı, manipülatif, zalim, adaletsiz dilleri karşısına, "hakikati anlamak-anlatmak" ve tavır almak gibi muhteşem bir çabayı koyup durdu.
Otoritelerin ve otoriterlerin, maddi ve manevi yağmacıların, dünyayı cehennem haline getirenlerin "dillerinin bağının çözüldüğü" her yerde, "dizinin bağı çözülenler"e bilinç, itiraz, mücadele dili sunabilmek için ömrünü verdi.
Cesaretin, sorgulama ve "hakikat bilgisi"yle, bunun diliyle birleştiği her insan, her an bizim ülkemiz için de paha biçilmez kıymette.
Çünkü "muktedirler" aralarında kapışsalar bile, aynı dilin ve dilimlemelerin enternasyonalini oluşturur.
Misal, Netanyahu gibiler, sadece İsrailli değildir. Bir bakmışsınız Amerikalıdır; bir bakmışsınız Alman, Fransız, Hintli, Afrikalı, Arap, Türk.
O yüzden, bu nevi muktedirler; ister iktidar olsunlar, ister "hakim sınıf" mensupları, ister "devlet" ister "piyasa" olsunlar; önünde sonunda benzeşirler. Çünkü otoriterlikten, dayatmadan, özgürlük ve hak gaspından, çünkü hayatların ve toprakların, emeğin ve yüreğin istila ve işgalinden beslenirler.
Dünyanın en büyük acısı ise, onların nihayetinde bir diğerine benzemesine karşılık; acıları, mazlumlukları, maruz kaydıkları, sınıfları, hayatları zaten birbirine benzeyenlerin "din, milliyet, itaat, biat, cehalet,........© T24