Aklı ve duyguları esir düşürmemek!

Diğer

07 Mayıs 2024

"İç sömürgeleştirme" kavramı, Michael Hechter'in etnisite üzerinden açıklamak istediği bir şeydi.

Türkiye'de askeri darbe analizlerinde de kullanıldı.

Kendi halkını etnisiteye dayalı "sömürgeleştirmek"ten sınıfsal ve bölgesel olarak sömürgeleştirmeye kadar.

Kavramlar tartışılabilir elbette.

Ama şimdi olan şu:

Bir iktidar marifetiyle, sözde hukukla, yasayla, yasamayla; tabiat yani ormanlar, sit alanları, kıyılar, araziler "belirli menfaatler için" adeta "sömürgeleştirilmek" isteniyor.

Sürekli yeni maden alanları açılıyor; sıradan insanların boyutu küçük kaçaklarına, ihlallerine şefkat gösterisi gibi sunulan "imar affı"yla esasen büyük menfaat gasplarının hukuk kılıfına sokulması amaçlanıyor.

Ekonomik açıdan çaresiz bırakılan insanlar işyerlerine zincirleniyor veya işsizler ordusu olarak umutsuzluğa kelepçeleniyor.

"Faiz sebeptir enflasyon sonuç" diye düşük faizle borçlu hayata gömülmüş, rehin alınmış milyonlar şimdi de yükselen faizlerle adeta esir alınıyor.

Ama biri var ki…

İşte her birinin hayatî tercümesi:

Küçücük çocuklar, müfredat değişikliği denen dayatmayla, zihnen, ruhen, kalben "sömürgeleştirilmek" isteniyor.

Ormanları, ağaçları, toprağı, suyu, kıyıları, tarım arazilerini bir menfaat ağı için sömürgeleştirmek yetmiyor; küçücük beyinlerin, onların hayallerinin, umutlarının, dünyaya bakışlarının, inançlarının veya inançsızlıklarının, hayat sevinçlerinin sömürgeleştirilmesi adeta hedeflenen.

Çünkü anlaşıldı ki, en başta doyuramadıkları karınları, aç ve yoksul bıraktıkları insanları, artık çok korktukları yakın geleceği; ancak çocukların, gençlerin zihinlerini ve duygularını sömürgeleştirerek teslim alabilirler. Yani öyle umuyorlar olanca telaşla.

O yüzden, bu dayatmalara, bu esaret zincirine, bu zihinsel ve duygusal işgale karşı, gerçekten ülkeleri ve çocukları için özgür, adil, hakkaniyetli, bilime ve eleştirel düşünceye dayalı bir gelecek isteyen aileler "evde eğitim"e de önem vermeli. Ne yapıp edip önce öğrenerek belki; zaman ayırarak sıkılmadan.

Elbette nice öğretmenin, dayatmalara rağmen, özgür ve bilimsel düşünce için verdikleri mücadeleyle de paylaşarak, paslaşarak belki.

Nedir bu? Özel ders filan değil.

Şefkat, sevgi, çocuklarına yoldaşlık.

Oyunsa birlikte de oynayabilmek; farklı çocuklarla istismarsız dayanışma ve iletişimi teşvik etmek; resmî şiddete veya sokak, hatta akran şiddetine, etnik-dini nefrete karşı kardeşlik, barış ve ortaklık gibi değerleri vurgulamak.

Masaldan tarihe kadar,........

© T24