menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanat, sanatçı ve statü endişesi

17 10
09.09.2025

Diğer

09 Eylül 2025

Sanat ortamının şaşalı bir statü egzersizine maruz kaldığı düşüncesindeyim. Sanatın sınıfsal bir bariyerle sınandığı görüşündeyim. Sanatın artık “sanat nedir” sorusuna ihtiyacı yok gibi... Çoğul, farklı ve karşıt yaklaşımlarla sanatın modalitesi üzerine akıl yürütmek zihni bir sorgulama etkinliğine tabi tutmakla birlikte yapılan işe anlam verme açısından da hem etik hem de epistemik bir sorumluluktur. “Sanatçı” adayları artık, kendi yapıtları adına kendileri yerine sanat kurumlarının marka promosyonu memuruna dönüşen küratör ve sanat eleştirmenlerinin yazmasını, konuşmasını kariyerinin gereği olarak görüyor.

Bu süreçte sanatçı ve yapıtı bir başarı hikâyesinin öznesine değil figüranına dönüşüyor. Çünkü iş bu kadarla da kalmıyor; isim yapma arayışında olan sanatçının onay alması gereken bir sanat aristokrasisi de oluşmuş durumda. “Aristokrasi” dediğim de parasını verip önemsenmiş olmak adına ısmarlama metin ve reklamlarla kutsanmış olan yapıtı alan zengin zümredir. Burjuva demiyorum çünkü klasik anlamda kültürel donanıma sahip bir yüksek zümreden bahsetmiyoruz burada...

Burada işin en çarpıcı yanı “burjuva” teriminin bile artık açıklayıcı olmaması. Artık klasik anlamda kültürel sermayeye sahip bir zümreden değil, daha çok parası olan ama bağlamı olmayan bir yeni zenginlik biçiminden bahsediyoruz. Bu yeni elit, sanatı bir itibar nesnesi olarak alıyor ama onunla bağ kurmak, eleştirel düşünmek, anlam üretmek gibi dertleri yok. Birçok koleksiyon, bir çeşit finansal yatırım ve statü beyanı olarak görülüyor.

Günümüz sanat ortamı, özellikle büyük şehir merkezlerinde, sanat üretiminden çok statü inşasına hizmet eden bir mecra hâline geldi. Sanat artık yalnızca estetik, politik veya düşünsel bir........

© T24