Diğer
13 Eylül 2024
Bu hafta biraz ağır geçti. Nedenini çok sevdiğim canım torunum Asya, diye açıklayabilirim. Bu da nereden çıktı, demeyin... Çünkü çoğunuzun benzer düşüncelerde olduğunuzu tahmin ediyorum... Dargeçit Belgeseli'nde hikâyesinin anlatıldığı zorla kaybettirilen iki çocuk, çarşamba günü ilk bölümünü gördüğümüz Leyla: Hayat... Aşk... Adalet dizisinde başına gelmedik kalmayan 8 yaşındaki Leyla ve tabii ki bütün Türkiye'yi mateme boğan, öfkesinden çıldırtan küçük Narin'imizin öldürülmesi... Bir de daha bugün, T24'te Gökçer Tahincioğlu'nun yazısını okudum: TÜİK verilerine göre bile Türkiye'de yetişkin erkek nüfusun yüzde 5'i cinsel suçlardan şüpheli durumuna gelmiş. Üstelik bu yalnızca kayıtlı olanlar...
Hafıza Merkezi'nin, yönetmenliğini Berke Baş'ın, yapımcılığını Enis Köstepen'in üstlendiği Dargeçit Belgeseli, JİTEM'in Mardin'in Dargeçit ilçesinde zorla kaybettirdiği 2'si çocuk 7 kişinin izini sürüyor. Belgesel tam 7 yılda tamamlanmış ve İKSV Film Festivali'nden de "en iyi belgesel ödülü" ile dönmüş. Belgeselin ilk gösterimi geçen cuma günü Pera Müzesi'ndeydi. Sevinerek söylemeliyim ki müzenin 160 kişilik oditoryumunda bir tek boş koltuk bile kalmamıştı, konulan ek sandalyeler de dolmuştu. Hafıza Merkezi'nin kurucularından arkadaşım ve meslektaşım Murat Çelikkan da gösterim başlamadan önce kısa ama konukları çok etkileyen bir konuşma yaptı. İlgimi çeken bir şeyi söyleyeyim, adliyelere kamera sokulması yasak olduğu için belgeselin büyük bölümü telefonla çekilmiş. Bu arada belgesel Ayvalık Film Festivali'nde de gösterime girecek. Ayrıca ekim ayının ikini yarısında da Ankara'ya geliyor.
Çok büyük bir rastlantı olsa gerek, Ay Yapım'ın 8 yaşındaki bir kız çocuğunun başına gelen canavarlıkların anlatıldığı Leyla: Hayat... Aşk... Adalet... dizisi çarşamba gecesi başladı. Diziyi izlerken insan ister istemez Narin'i hatırlıyor. Çünkü dizide küçük Leyla karakteri, başı sürekli suya sokularak öldürülmeye çalışılıyor ya da dilendirilmeye... Kısaca her türlü şiddet ve işkence var. Bu ikisinin aynı anda denk gelmesi tabii ki tesadüf, ne var ki senaryosu Kemalettin Tuğcu ve Muazzez Tahsin Berkant karışımıymış ama üstüne bolca şiddet yüklenmiş. Kendi........