Bahçeli'nin hoşlanmadığı 63 gazeteciden, sokaktaki canlarımıza...

Diğer

26 Temmuz 2024

Aralarında tabii ki benim de bulunduğum, hiçbir şeyi beğenmeyen bir kesim tarafından, "Türkiye'de medya kalmadı, gazeteci kalmadı" diye avaz avaz bağırılırken, Devlet Bahçeli içimizi rahatlattı, meğer varmış! Herkesin gözünün içine baka baka bir basın toplantısında sorgulanması gereken 154 kişi saydı ve bunların tam 63 tanesi gazeteciydi, T24'ten Çiğdem Toker ve Asuman Aranca da vardı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 36. Basın Özgürlüğü Ödül Töreni'nde de bu durum tabii ki gündeme geldi, nasıl gelmesin! Hedef gösterilen 63 gazeteciden biri de ödülü alan Timur Soykan'dı. Törene biraz geç katıldı, halbuki Halk TV'deki 5 saat süren programı bir gece önceydi, gerçi insan o kadar konuşunca hemen kendine gelemiyor herhâlde... Neyse, 78'lik Gonzo Tuğrul olarak, 49'luk Timur Soykan'ı kıskanmayı bırakayım da devam edeyim... TGC'nin kurum dalındaki ödülünü de Deprem Bölgesindeki Gazeteciler aldı. Adıyaman'dan Şanlıurfa'ya Malatya'dan Diyarbakır'a onlarca meslektaşlarımız vardı.

Bendeniz bildiğiniz gibi hem seçici kuruldaydım hem de çarşamba günü ödül töreninde Şanlıurfalı meslektaşıma ödülünü takdim ettim.

Bu arada törende benden ünlü olan bir tek kişi vardı. O da benim bile duayenim olan Altan Öymen. Allah nazardan saklasın, Altan Abi vallahi zımba gibiydi! Zaten zımba gibi olduğunu siz de kapak kolajındaki fotoğrafından görüyorsunuzdur.

Son olarak şunu söylemezsem içimde kalır; toplantı boyunca ne ödül alanlar ne ödül verenler ne de sunucular Arapça ya da Kürtçe tek bir kelime dahi kullanmadılar. Bir "Hoş geldiniz" ya da "Güle güle" bile duymadık. Her şey, saf Türkçe'ydi. Tabii ki törenin geneline dair "kadının adının olmadığını" söylememe gerek bile yok! Halbuki salonun yarısı kadın gazetecilerdi.

Bizim, "muhalif medyanın" ekranlarından baygınlık geçirdiğim zamanlarda, -özellikle bu hafta epey hastaydım- diğer kanallara zıplamaya başladım. Aslında epeydir var olan Haber Global ile ilk kez karşı karşıya geldim. "Allah'ım ben bu sağlıklı, tombul beyefendiyi ANAP'tan mı DSP'den mi Meclis'ten mi tanıyorum" diye düşünürken, ekranda yazan ismini gördüm. Kimmiş biliyor musunuz, Masum Türker! Gerçekten bir ara DSP'nin de başında olan, hatta bir dönem Nokta'yı çıkaran, kısa bir süre de olsa benim de birlikte çalıştığım Masum Türker... Amerikan Başkan adayı Kamala Harris'in dudakları konusunda çapkın çapkın konuştuğunu zannediyordu. Karşısında ise yine Nokta'dan tanıdığım, sınıfsal ve etnik kökenini hatırlamadığım Mahmut Övür vardı. Daha fazla canınızı sıkmadan bir isim daha ekleyip konuyu kapatayım;........

© T24