Baharla giden can arkadaşlar, bana haksızlık edenler ve tabii ki popülaritem
Diğer
10 Mayıs 2024
İnanın ki bu magazinleri yazarken sizi medyanın tekdüzeliğinden ve boğuculuğundan bir nebze de olsa uzaklaştırmak istiyorum fakat gelin görün ki bu her zaman mümkün olmuyor. Arka arkaya kaybettiğimiz iki sevgili dostum, Mülkiye'den İlhami Aras ile Cumhuriyet ve Radikal'den meslektaşım Celal Başlangıç, artık aramızda değiller.
Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF), Dev-Genç, THKP-C ve de hatta Kurtuluşçu arkadaşım İlhami Aras'ı yıllardır görmüyordum. 75'te Londra'dan döndüğüm zaman Ankara, Bülbüldere Caddesi'ndeki teraslı evimde onunla ve Mustafa Kemal Kaçaroğlu ile acayip muhabbetlerimiz olurdu. Aşağı yukarı her hafta görüşürdük. Onlar hâlâ çok solcuydu ama ben TRT'de çalıştığım için daha dikkatliydim. Eğer yaşlı belleğim beni yanıltmıyorsa hem Aras hem Kaçaroğlu, Kurtuluş hareketinin galiba kurucularıydı. Beni en çok kahreden, Aras'ın öldüğünü ancak cenazesi kaldırıldıktan sonra öğrenmem oldu. Eminim ne sarsak olduğumu bildiği için bana kızmamıştır.
İlhami Aras'tan birkaç gün sonra, 68 yaşındaki Celal Başlangıç'ın da -üstelik yurt dışında sürgünde- ölmesi beni iyice kahretti. Başlangıç, yıllar boyu mesleğimizi evrensel gazetecilik kuralları içinde kalarak yapma konusunda gerçekten dört dörtlüktü. Soru sormaktan ve ısrar etmekten korkmazdı. Tabii ki sadece bu kadar değildi hayatı... Dünyanın en iyi içenlerinden biriydi ayrıca iyi eğlenmeyi ve sevmeyi bilen bir çocuktu.
Bu kadar kötü haberden sonra daha fazla içinizi karartmadan ödüllere geçiyorum. Hem de çok güncel bir şekilde. Daha dün akşam dağıtıldı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nin verdiği Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri'nden bahsediyorum... T24 yazarı, gazeteci Çiğdem Toker, gazeteci Metin Cihan ve Şano Ar Tiyatroda Sanat Topluluğu ödül aldılar. Ankara'da yaşayan Toker katılamadığı için ödülü onun adına T24 Yazı İşleri Müdürlerinden Candan Yıldız aldı. Yurt dışında bulunan Metin Cihan da, ödül törenine mesaj gönderdi.
Tamam, bu aralar Cihangir Caddesi'ndeki mekânlara daha çok takılıyorum belki ama Firuzağa Kahvesi ilk göz ağrım, oradan vazgeçemem. Geçen hafta bir öğleden sonra kahveye gittim ve aman tanrım, ne göreyim! Bir dizi eski DEV-YOL'cu... Aralarında, yanımda, Sokak dergisinde de çalışmış olan ve benim işten attığım muhabirler de vardı. Şimdi tabii hepsi benden daha paralı. Bu yüzden, bütün bir öğleden sonrayı -tıraş olduğum berber parası dahil- hiç para ödemeden geçirdim. Kimler vardı derseniz, şöyle sıralayayım: Hürriyet Kelebek'ten Selim Akçin, ünlülerle gezmeye bayılan Saim Çınar, Karga Seven'dan Ömer Özgüner, BirGün'den sevgili Bülent Forta, Raks Müzik'in sahibi Murat Doğan ve tabii ki şu sıralar beni sahneye çıkarmaya çalışan Cengiz Semercioğlu... Ki, çok iyi para vermezse bunu kabul etmeyeceğimi söyledim, daha cevap vermedi...
İstanbul Tabip Odası seçimlerinden elime geçen bu fotoğrafı kullanmadan duramazdım. Göreceğiniz gibi........
© T24
visit website