menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’de “aile”, Türkiye’de “çocuk” kutsaldır derler…

12 1
latest

Diğer

05 Aralık 2025

Bu, en büyük yalanlarımızdan biridir.
Bu topraklarda kutsallığınızın miktarını; kimin çocuğu olduğunuz, hangi aileye mensup olduğunuz, ekonomik imkânlarınız ve statünüz belirler.
Bunlar kendi kendime çıkardığım sonuçlar değil. Devletin bize defalarca hatırlattığı bir bakış açısı!

Bu hatırlatmanın en canlı örneği ise MESEM ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın gençlere yönelik “yeni planları”dır.
Biliyorsunuz, bir süredir Millî Eğitim Bakanı’nın “mecburi eğitim süresini düşürme” arzusu gündemde. Bu fikrin ardında, çocuk yaşta çalışmanın -daha doğrusu çalıştırılmanın- önünü yasal olarak açma isteği yatıyor.

Buna itiraz edecek olana hemen göstermek gerekir:
İşte MESEM (MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak faaliyet gösteren Mesleki Eğitim Merkezleri) meselesi kabak gibi ortada!
Türkiye’de eğitimin, kurumların, eğitimcilerin ve “okumak” fikrinin bile içinin boşaltıldığı; gençleri ve çocukları ileriye hazırlayan, ülkeye katma değer sağlayacak, geleceği şekillendirecek bireyler yetiştirmeyi hedefleyen devlet politikalarından çok çok uzaktayız artık.
Oysa bir ülke en kestirme yol olarak, çocuklarına ve gençlerine sunduğu olanaklarla değerlendirilir. Gelişmiş medeniyetlere baktığınızda, gençlerin yaratıcılığını, yeteneklerini ve güçlü yanlarını destekleyen sistemler görürsünüz. Uyumsuz, zorlanan, farklı gençleri ise kaybetmek yerine kazanmaya yönelik programlarla karşılaşırsınız.
Bizde ise; devlet, imkânı olmayan ailelerin çocuklarına ve gençlere, sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılayacak, istihdam oranlarını yükseltecek, “parası olmayan okumasın, çalışsın” diyen bir zihniyetle yaklaşmaktan çekinmemektedir.

Bir anne olarak, bir gazeteci olarak, insan hakları için mücadelesinde söz kurma çabasında olan bir birey olarak, MESEM projesini hayata geçiren bir ülkenin vatandaşı olmak da çok zor!
Bakınız, MESEM konusu son dönemde sıkça gündemimizde.
Peki neden?
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, MESEM’i ve MESEM’li bazı çocukların iş cinayetinde hayatını kaybetmesini protesto ettiği için darbedilerek ve ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Yaşıtlarının ve arkadaşlarının ölümüne, MESEM projesine itiraz eden gençler ise tutuklandı.

Oysa bunlar yaşanmadan önce de toplumun duyarlı bir kesimi, MESEM’li çocukların iş yerlerinde işkenceye uğramasına, iş güvenliği önlemleri alınmadan çalıştırılıp yaralanmalarına / ölmelerine yönelik eleştirilerde bulunuyordu. Hatırlarsınız, çok kısa bir süre önce ustası tarafından makatına hava basılan çocuk ölmüştü.

Belki hatırlarsınız; gençlik üzerine bir çalışma yapmakta olduğumu daha önce de söylemiştim. Gençlere bakıp Türkiye’de genç olmayı sorgularken MESEM’li gençleri es geçmek imkânsız. Bu kapsamda birkaç MESEM’li gençle de konuşmuştum.
Durumun acı ve vahim tablosuna maalesef hâkimim.
Özetle: MESEM, bir nesli kaybetmenin;........

© T24