Savaş karşıtlığı muteber bir davranış mıdır?

Diğer

10 Aralık 2025

Son günlerde ülke gündemi çoğunlukla barış sürecine endeksli.
Siyasetin en sıcak tartışmaları, polemikleri de süreç ve aktörleri üzerinden yürüyor.
Abdullah Öcalan’ın kaleminden dökülen sözler günlerce tartışılıyor, ülke çapında polemik konusu oluyor. Adeta gündemi Öcalan belirliyor. Bunu söyleyene kızarlar ama kızacaklar diye de realiteye göz kapatmamak lazım!

Birkaç aydır “süreci tanımayan, dahil olmayan siyasetçiler siyaset dışı kalacak” diyorduk; tanımayanlar da şimdilerde “karşıt” olarak çıkar oldu karşımıza.
Yani süreci tanıdılar da nasıl tanıdılar?
Sahiplendiler de neresinden sahiplendiler?
Ulaştığımız yanıtlar çok acayip tabii.

50 yıla yakın süredir bedel ödemiş, kayıplar vermiş bir ülkenin “okur yazar takımı”nın önemli bir bölümü nasıl olur da bu kadar barış karşıtı olabilir, anlamak imkânsız.
Oysa baksan en büyük milliyetçiler de, vatanseverler de onlar!

Malum, Suriye’de yaşanacak gelişmeler de bizi birinci dereceden ilgilendiriyor.
Gözümüz kulağımız barışın bebek adımlarıyla ilerleyen, adına da “süreç” dediğimiz bu müzakere günlerinde.
Müzakerenin artık yasal adımlar kısmına geçilmesini bekliyoruz.
Hükümet buna müzakere demiyor, biliyorum; ama müzakere ediyor.
Sonuçta artık net biçimde vakıfız: Kaçak bir stille yürüyor sürecin AKP ayağı.

Hâliyle AKP medyası da şaibeli ve tartışmalı yazılar, çıkışlar ve paylaşımlarla gündeme geliyor.
Ortaya attığı iddiaları silenler, “ben öyle demedim, şöyle dedim” diyenler gırla…
Bir çelişki görmüyorum orada; her an her şey olabilir havasının AK medya ayağı onlar sonuçta.

Peki ya “muhalif medya”nın bir kısmı… Onlara bakınca hem aklım hem değer yargılarım karışıyor.
Akşamları ortalık sessizleştiğinde ekranları açıyorum, bakıyorum tartışmalar “süreç bitiyor mu” sorusu üzerinden sürecin bittiğine, bitmeye çok yakın olduğuna dair yorumlarla dolu…
Açıp yazıları okuyorum; “bu süreç ilerlemez çünkü…” diye gerekçelendiren, sebepleri sıralayan, olumsuzlukları vurgulayan onlarca birbirine benzer yazı. Sanki hep beraber oturmuş, konuşmuş ve ortak bir mutabakata varmışlar.
“Bu barış olmayacak, olmamalı, olması da doğru olmaz” demişler........

© T24