menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Leyla Zana’nın o tribünde işi ne?

68 34
19.12.2025

Diğer

19 Aralık 2025

Amedspor maçında, Bursaspor tribünleri 'Beyaz Toros' ve 'Yeşil' posteri açtı

Provokasyonlara karşı dikkatli olmak lazım; sürecin yavaşlığı bu ihtimali de artırıyor deyip duruyoruz.
Provokasyon, okur nezdinde afaki bir tanım gibi algılanıyordu; bu sebeple geçmişten örnekler vererek uyarılarımızı yeniliyorduk.
Ve aynen de söylediğimiz gibi oldu: Provokasyonlar başladı!
Nedir provokasyon? Misal, bir tribün dolusu erkek taraftarı, tek bir ağızdan, Kürtler için önemli bir siyasi sembol olmuş bir kadına küfrettirmektir.
İşte provokasyon tam olarak budur arkadaşlar!
Leyla Zana, gayet üzerine düşünülerek kararlaştırılmış bir isimdir. Zira an itibarıyla bir gündemi, aktif bir siyasi konumu da bulunmamaktadır.

Bursaspor taraftarları nereden Leyla Zana adını kullanmayı uygun bulmuş olabilir? Buyurun, biraz detaylı bakalım:
Leyla Zana, Kürt siyasetinde önemli bir figürdür; temsil ettiği meseleler de Kürt sorununa neden olan temel sorunların ta kendisidir.
Leyla Zana ana dildir. Leyla Zana ‘80’lerde, ’90’larda Kürtlerin yaşadıklarıdır. Diyarbakır Cezaevi’nden ailesiyle nasibini alanlardandır…
Leyla Zana aynı zamanda Mehdi Zana’nın eşidir. Mehdi Zana, 1977-1980 yıllarında Diyarbakır Belediye Başkanı’dır. 12 Eylül’le tutuklanır ve Diyarbakır Cezaevi’nde ağır işkence görenler arasında yer alır. Mehdi Zana, Kürtlerin siyasetten nasıl tasfiye edildiğinin, “dağ” yolunun işkence ve inkârla nasıl zorlandığının en iyi örneklerinden biridir.

Leyla Zana da Kürt kadınının siyasetle kurduğu ilişkinin; yaşatılanlar, tanıklıklar ve ağır mağduriyetler eşliğindeki o yılların en belirgin figürüdür. Kürt kadınının siyasetteki yerinin mihenk taşlarındandır. (Bu noktada Faruk Bildirici’nin kaleme aldığı Yemin Gecesi / Leyla Zana’nın Yaşamöyküsü’ kitabını okumanızı öneririm.)

Leyla Zana, Kürtler için tek bir anlama indirgenemeyecek kadar güçlü ve sembolik anlamları olan bir kadındır. ’90’lı yıllarda siyaset yapan, yapmaya cesaret eden bir Kürt kadınıdır her şeyden önce.
O günün iklim ve koşullarında cesareti ve dirayetiyle birçok genç kadına siyasete girme fikri anlamında örnek olmuş, yol açmıştır.
20 Ekim 1991 seçimlerinden sonra yeni Meclis’inn açılışında bir ilk olarak Kürtçe yemin etmiştir. “Bu yemini Kürt ve Türk halklarının kardeşliği için ediyorum” demiş, bu sözlerin ardından ortalık karışmış; önce Meclis’te çok büyük tepki almıştır.
O süreçte Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak gibi Kürt siyasetçiler, bazı medya yayınlarının da........

© T24