TUSAŞ saldırısında kader anı: Cevap alınamayan cep telefonu araması, taksicinin kaderini nasıl değiştirdi?  

Diğer

24 Ekim 2024

Türkiye’nin en önemli kuruluşlarından TUSAŞ’a yapılan terör saldırısında beş kişi şehit oldu.

Kimilerine göre “beklenmeyen saldırı” şeklinde tanımlanan terör eylemi, güvenlik konularını yakından takip edenler için beklenen bir saldırı olarak kayıtlara girdi, maalesef.

TUSAŞ eylemini, PKK’nın sıradan terör saldırısı olarak görmek, aslına bakarsanız yakın zamanda benzerlerini yaşadığımız olayları da hafife almak anlamına gelir kanımca.

Eylemin amaçlarına ve sonuçlarına geçmeden evvel edindiğim bilgileri aktarayım.

Öncelikle her iki teröristin, TUSAŞ’ın G1 kapısına yönelik eylemden bir gün önce saldırı için keşif yaptıkları belirlendi.

İki terörist, bir gün yine aynı taksi durağına gelerek bir taksiye binip, çantasız ve yüksüz biçimde TUSAŞ’ın G1 kapısına gelip aynı taksi ile döndüler. Bu arada kiraladıkları taksicinin telefon numarası aldılar. Daha sonra tekrar aramak için.

Ertesi gün, yani eylemden önce telefon numarasını arayıp taksiciye ulaşmak istediler. Ancak taksici telefonu açmadı. İlk günkü taksiciye ulaşamayınca yolun karşısına geçerek duraktaki yolcu sırasını bekleyen Murat Arslan’ın aracına binip eylem için yola çıktı, iki terörist.

Yolda Arslan’ı katlettiler. Beraberinde getirdikleri silahlar ve mühimmatları kullanarak vahim eylemi gerçekleştirdiler.

Murat Arslan, kardeşiyle birlikte taksicilik yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Kader, aynı durakta beraber çalıştığı meslektaşının telefonunu açmaması nedeniyle kendisini iki teröristle karşılaştırdı.

Hiçbir şeyden habersiz aldığı iki müşterinin katletmesiyle ülke tarihinin en dikkat çeken terör eylemlerinden birisinin kurbanı oluverdi Arslan. Tıpkı, eşinin evlilik yıldönümü için gönderdiği çiçeği almak için nizamiyeye gelen Başmühendis Zahide Güçlü Ekici gibi. Kalite kontrolörü Cengiz Coşkun, personel Hasan Hüseyin Cambaz ve özel güvenlik görevlisi Atakan Şahin Erdoğan gibi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Meduha Altun ve Ali Örek olarak isimlerini açıkladığı iki teröristin, yakın zamanda sınır ötesinden yasa dışı geçerek ülkeye girdikleri yönünde tespitler yapıldığı belirtiliyor.

Ancak, eylemde kullanılan silah ve mühimmatla ilgili henüz bir tespit yapılamadı. Soruşturmayı yürüten Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvarı’nda incelemeler devam ediyor.

Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sorumluluğunda yürütülen saldırı soruşturmasında olay yerinin jandarma bölgesi olması sebebiyle adli kolluk görevi jandarmada.

Olay yerindeki tüm deliller jandarma tarafından toplandı. İncelemeye alındı. İki eylemcinin Ankara’daki yaşamlarıyla ilgili geriye dönük iz sürümü devam ediyor.

Mersin Polisevi’ne Eylül 2022 ve İçişleri Bakanlığı – Emniyet Genel Müdürlüğü’ne geçen yıl eylülde gerçekleştirilen saldırıların TUSAŞ eylemiyle benzeşmesi de ayrıca dikkat çekici.

Hatırlanacağı üzere, Mersin ve Bakanlıklar’daki her iki eylemde de, ikişer terörist yüklü miktardaki silah ve mühimmatla saldırı gerçekleştirdi. Her iki eylemde de, eylemcilerden birisi canlı bomba konumundaydı. Ve her iki eylemde de amaç, hedefteki kurumların binalarına girip terör hareketi gerçekleştirmekti. Tıpkı TUSAŞ’ta olduğu gibi.

Bu arada, saldırının ardından, benzer olaylarda olduğu gibi yine “istihbarat ve güvenlik zafiyeti” yaşanıp yaşanmadığı konusu tartışılmaya başlandı.

TUSAŞ eyleminde bu durum daha net biçimde görülüyor.........

© T24