menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kamu personelinin “garanti bahis” oynaması ve kayıt dışı geliri aklaması!

130 6
28.11.2025

Diğer

28 Kasım 2025

Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) futbolda yasal/yasa dışı bahis araştırması çerçevesinde başlattığı çalışma epey gürültü çıkardı.

Hafta başında önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, peşinden TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklamaları fazlasıyla dikkat çekiciydi.

Gerek futbol camiasının gerekse meraklılarının pek hoşuna gitmeyen bu süreçte neler olacağını ülke kamuoyu an be an görecek.

Tabii burada futbol camiasında yaşanan tartışmanın, etik bir çerçevede yürüdüğünü eklemek gerekir. Şu aşamada TFF’nin yaklaşımı, etik değerler üzerinden süreci değerlendirip yasa dışı durum olup olmadığının tespitini sağlamak.

TOLGA ŞARDAN YAZDI: TFF’nin bahis soruşturmasında “polis temsilci” krizi

Bahis oynama mevcut yasalara göre her ne kadar suç olmasa da suç olan aşaması, kaynağı belli olmayan parayla elde edilen gelirin kara para aklama yöntemi üzerinden yasallaştırılması.

İşin püf noktası tam da burası.

Yasal ya da yasa dışı bahis oynayanların konumunda, sivil veya kamu personeli şeklinde ayrım olmadığını düşünürsek, kamu personelinin bahisten elde ettiği geliri devlete karşı mal bildiriminde, “gelirindeki artış” biçiminde açıklayabilmesi doğal olarak bazı çelişkileri beraberinde getiriyor.

Bu tabloyu basit bir örnekle açıklamak sanırım konunun daha net anlaşılmasını kolaylaştıracak.

Herhangi bir devlet kurumunda görevli personel, şans oyunlarından elde ettiği geliri yürürlükteki yasa ve yönetmelikler çerçevesinde, “gelirinde görülen artış” olarak mal bildirimine yansıtmak zorunda.

Buradan hareketle, özellikle spor müsabakaları üzerinden bahis oynayan bir kamu personeli, elindeki kayıt dışı parayı yasal hale çevirmek amacıyla şöyle bir yöntem uygulamaktan geri kalmıyor:

Söz konusu yasa dışı/yasal bahis oynayan kamu görevlisi, belki kendi adına, çoğunlukla da bir yakınının kimlik bilgileriyle açtığı bahis hesabı üzerinden belirli bir miktar parayı spor müsabakasına yatırıyor.

Diyelim ki bu kişinin elinde bir milyon liralık kayıt dışı para var. Hesap sahibi, bu parayı futbol liginde şampiyonluğa oynayan takım ile küme düşmeme mücadelesi yapan takım arasındaki bahse yatırıyor. Şampiyonluk adayı takıma bahis oranı örnek olarak (1.1), beraberlik (3.4), zayıf takımın maçı kazanma oranı ise (5.4) olsun.

Bu oranlara bakıldığında kayıt dışı paranın yasal hale gelmesi için çoğunlukla kazanma oranı yüksek takıma oynamak gerektiği düşünülmekle birlikte, “garanti” kazanmanın olasılığını yüksek olması sebebiyle oranı çok düşük olmasına rağmen güçlü takıma ait düşük orana oynamak, paranın aklanmasında ilk aşama.

Çünkü bu yöntemde, eldeki 1 milyon liranın 1.1 orandaki “garanti” getirisi işi kolaylaştıran ana formül. Diğer yüksek oranda kazanma olasılığının garanti orana göre daha düşük olması, maddi getirisi az gibi görünse de “kayıt dışı paranın garanti biçimde aklanmasının” ya da diğer deyişle “yasal hale dönüştürülmesinin” en kolay yolu.

Şimdi soru şu; bir ya da iki kez 1 milyon lirayla yüksek oranda ancak düşük kazanma olasılığını mı tercih edersiniz? Yoksa düşük oranda beş kez “garanti spor müsabakası”na oynayıp daha fazla kayıt dışı parayı temizlenmiş olarak mal varlığınıza koymayı mı düşünürsünüz?

Hangisi daha pratik ve sonuca ulaşılan yöntem? Siz karar verin!

Şans oyunlarından gelir elde etme uygulaması çerçevesinde özellikle Milli Piyango örneği veriliyor.

Milli Piyango’da kayıt dışı bir milyon liranın, arka arkaya birkaç kez yapılan oyunla miktarın yükseltilmesinin ve temizlenme olasılığının, garanti bahis kadar yüksek olmadığını hatırlatırım.

Tabii süreç bununla bitmiyor. Elindeki kayıt dışı parayı, “garanti bahis” üzerinden kısa sürede temizleyen kamu personeli, gelirindeki maddi artışı artık........

© T24