Emniyet’te kaset savaşlarının arkasında neler var?

Diğer

10 Mayıs 2024

Ankara’da suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan ve ekibine yönelik geçen eylülde başlatılan operasyonlarda, gözaltına alınan Serdar Sertçelik’in sosyal medyadan yayınladığı görüntü kaydının yankıları devam ediyor.

Dosya kapsamında şüpheli konumunda ifade verip iddianamede yer almasına karşın “gizli tanık” yapılan Sertçelik’in iddiaları yeni bir tartışma konusu başlattı.

Sertçelik’in iddiaları halen sosyal medyada yayında. İddiaları yeniden aktarmak yerine yaşananların ne anlama geldiğini anlatmaya çalışayım.

Kaplan soruşturmasını üç ayrı boyutta incelemekte fayda var. Her ne kadar üç boyut birbiriyle bağlantılı olsa da yine de farklı bakışla aktarmak anlamayı kolaylaştıracak.

Önce Kaplan’dan başlayım. 2010’ların hemen başında basit bir korsan CD satıcısıyken, şimdilerde hakkında milyon dolarlarla rüşvet verdiği iddiası gündeme gelecek kadar paraya kavuşan Kaplan, kuşkusuz tek başına değildi, hiçbir zaman!

Arkasında siyasetin yanında polis ve adliye başta olmak üzere büyük bir kamu gücünü de aldı. Tabii ki bu işlerin her zaman karşılıklı olduğu da ortada. “Kazan-kazan- kazan” yönteminin hep kazandığı ortam yeşerdi, büyüdü. Sonunda kontrol edilemez hale geldiğinde Kaplan’a “dur” denmeye çalışıldı.

“Çalışıldı” diyorum, zira bugün gelinen tabloda, Kaplan ve ekibiyle ilgili yürütülmesi gereken adli soruşturma, sıradanlığını aşıp, sıra dışı konuma dönüştü.

Sebebi de dosya üzerinden kamu güvenliğini sağlamaktan çok bireysel, siyasi, tarikat ile cemaat merkezinde sürecin istismar edilmesi oldu maalesef.

Ne demek istiyorum, açıklayım sırayla...

Önce Emniyet teşkilatı açısından bakalım yaşananlara.

“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.” Bu atasözü bir kez daha vücut buldu, Kaplan soruşturması çerçevesinde.

Yakın zamanda “Emniyet içinde ekiplerin birbirleriyle savaş halinde olduğunu” Büyüteç okurları hatırlayacaktır.

Bu noktadan bakıldığında isimler üzerinde daha özel bilgiler vermek gerekecek.

Kaplan soruşturmasını yürüten Ankara Emniyeti’nin başına Soylu döneminden sonra Engin Dinç getirildi. Dinç’in mesleki kariyeri kamuoyunca yakından biliniyor.

Yanı sıra Emniyet İstihbarat hizmetlerinde uzun yıllar görev yapan Dinç’in sırtında Hrant Dink ve Eskişehir’deki akademisyen cinayeti var. Dinç, Dink konusunda aklanmış görünüyor. Ancak bu süreçte siyasetin devreye girip savcı değiştirilmesi dahil birçok etken tartışıldı. Bunu unutmamak lazım. Bu bir.

İkincisi; Dinç, emniyet içinde “Okuyucu” olarak bilinen Nurcu gruplara yakın olarak gösteriliyor. Zaten bunu kendisinin de çeşitli ortamlarda dile getirmekten kaçınmadığı biliniyor. “Okuyucular”, bir dönem aynı çatı altında bütünleştikleri Fetullah Gülen grubu, yani FETÖ ile düşman şimdilerde. Bu iki.

Soylu’nun ekibindeki Servet Yılmaz’ın görevden alınmasından sonra Ankara Emniyet Müdürü yapılacak isim üzerinde mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya çalışırken, Dinç’in Eskişehir’de birlikte çalıştığı Vali Erol Ayyıldız, Emniyet Genel Müdürü oldu. Dinç’in Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olması planlandı.

Ancak iddiaya göre; Cumhurbaşkanlığı’ndan devreye girilmesiyle Dinç, Ankara Emniyet Müdürü yapıldı. “Yukarıdan” devreye giren ismin Cumhurbaşkanlığı Koruma Hizmetleri Genel Müdürü Ramazan Bal olduğu iddia edildi. Bal’ın Dinç’e geçmişten bugüne olan yakınlığını Emniyet’te hemen herkes biliyor artık. Bu üç.

Unutmadan, Soylu’dan sonra, emniyetteki kadro tasfiyesini de Dinç’ten başkası da ülke genelinde yapmadı. Bunu da belirtmek gerekir.

Sıra geldi, Kaplan soruşturmasının başında yer alan ve gizli tanık olduğunu öne süren Serdar Sertçelik’in iddialarının merkezinde yer alan Organize Suçlarla Mücadele ve Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’nden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’e.

Kariyerinde daha önce de Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nde çalıştı. Ancak, Dinç’in Ankara’ya atanmasıyla birlikte bu şubeden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Dinç, en güvendiği isimlerden olan Çelik’i “sağ kolu” olabilecek yere atadı. Çelik de tıpkı Dinç gibi Nurcu olduğunu saklamıyordu. Emniyet koridorlarında bu yorumlar yapılıyordu. Yakın zamana kadar. Neden sakladığını birazdan okuyacaksınız.

Kaplan’a yapılan operasyonda başroldeydi. Kamuoyunun sonucunu merakla beklediği Kaplan soruşturmasının en tepesindeki isim.

Hafta sonu ilginç gelişme yaşandı.

4 Mayıs günü halen yurt dışında firari olduğu öne sürülen Serdar Sertçelik, vahim iddiaları ortaya koyduğu videoyu yayımladı.

5 Mayıs günü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sertçelik’in iddiaları çerçevesinde müfettiş görevlendirildiğini kamuoyuyla paylaştı.

Aynı gün Sözcü TV’de bir haber izledim tesadüfen. Kaplan soruşturmasını yürüten Çelik’in Antalya Emniyet Müdürü olarak atanacağı ve bu kararın kendisine sözlü olarak bildirildiği haber verildi.

İşin tuhafı, Antalya Emniyet Müdürü halen görev başında! Kaldı ki uzun yıllardır emniyeti takip eden bir gazeteci olarak hiç böyle bir atamaya tanık olmadım.

“Çelik, Antalya Emniyet Müdürü olarak görevlendirilecek” başlıklı aynı haberde kullanılan fotoğraf bu.

Fotoğrafta yer alan sağda çember içine alınmış olan kişi Murat Çelik. Kanımca asıl önemlisi solda oturan.

Soldaki isim, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin........

© T24