Emniyet'in yıllık uyuşturucuyla mücadele raporundan yansıyanlar: Tablo her geçen gün daha vahim hale dönüşüyor

Diğer

06 Eylül 2024

Türkiye'de uyuşturucu suçlarıyla mücadele eden polis birimi Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı'nın 2024 yılı raporu önceki gün kamuoyu ile paylaşıldı.

Her yıl periyodik olarak hazırlanıp yayımlanan "Türkiye Uyuşturucu Raporu: Eğilimler ve Gelişmeler" başlıklı rapor 126 sayfadan oluştu.

Raporun bu yıl açıklanması epeyce gecikti. Her yıl yaz başı olmadan açıklanan raporun paylaşımının gecikmesinde emniyet teşkilatındaki yönetim değişikliğini etkisi var kuşkusuz. Görevden alınan Önceki Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız hazır olan söz konusu raporun kamuoyuna duyurulmasına nedense uygunluk vermedi.

Göreve yeni gelen Mahmut Demirtaş'ın onayı sonrasında rapor, internet üzerinden sessiz sedasız yayına konuldu.

Bu arada benzer bir raporu, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı (KOM) da hazırladı. Söz konusu rapor da yayımlanmayı bekliyor henüz!

Aslına bakarsanız, rapor geçmiş yıllardaki benzerlerinden farklı değil. Ancak geride kalan 2023'ün genel bir yaklaşımını yansıtması bakımında kıymetli. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın tamamının mercek altında tutulmasıyla elde edilen veriler, kullanmasını bilen için çok faydalı.

Gelinen noktada; bu ve benzer raporlarla Amerika yeniden keşfedilmiyor. Uyuşturucu kaçakçılığı ve ticaretinin nasıl bir insanlık suçu olduğu yıllardır bilinen gerçeklerden. Burada önemli olan, uyuşturucu kaçakçılığının ve suçla mücadelede gerek dünya genelinde gerekse Türkiye özelinde neler yapıldığı, hangi sonuçların alındığı.

Uyuşturucu kaçakçılığı ve uyuşturucu madde kullanımı her dönem ülkenin gündeminde oldu kuşkusuz. Ancak bu konu, son yıllarda biraz daha yoğun biçimde kamuoyunca tartılışıyor.

Sebebi de malumunuz!

Ülke içindeki yerel suç örgütleri kadar yabancı uyuşturucu şebekelerinin "uluslararası faaliyetlerini" bu coğrafyadan yönettiklerinin ortaya çıkması, uyuşturucu kaçakçılığına bulaşmış suç örgütlerinin yabancı uyruklu yöneticilerine vatandaşlık ya da oturma izinlerinin verildiğinin tespit edilmesi, uyuşturucu baronlarının ülke içinde deyim yerindeyse at koşturması, iktidar üyesi kimi siyasilerin uyuşturucu işine bulaşmış kişilerle yan yana görülmesi, bazı siyasetle bağlantılı isimlerin uyuşturucu kaçakçılığı içinde yer aldığı iddiaları, Mersin Limanı başta olmak üzere ülkenin deniz limanlarına yönelik ardı arkası kesilmeyen kokain sevkiyatlarının gün ışığıyla bulaşması, Bataklık adlı operasyon benzeri gerçekleştirilen adli soruşturmaların içinin boş çıkması, yapılan operasyonlar ve adli soruşturmaların suçla mücadeleden daha çok "bir yerlerden destek alan" kişiler veya gruplara rahat hareket alanı yaratmak için ortam temizliği çalışmaları yapıldığı yönündeki iddialar, tartışmaların büyümesinin sebeplerinden.

Hatta Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin arkasındaki nedenlerden birisinin, Mersin'den başlayan uyuşturucu kaçakçılığı olaylarıyla ilgili bilgisinin bulunduğu iddiası gündemde.

Yetmedi, halen yurt dışında bulunduğu bilinen ve organize suç örgütü lideri olduğu gerekçesiyle hüküm giyen Sedat Peker'in, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman........

© T24