Cumhurbaşkanı’nın şikâyetçi olduğu polis müdürü ve İzmir Emniyeti’nde yaşananlar!

Diğer

02 Aralık 2025

Emniyet teşkilatında sıkıntılar, krizler, tuhaflıklar hız kesmeden devam ediyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, suçla mücadeleyi ön planda tutuyorsa olsa da arka planda işler farklı biçimde seyrediyor.

Son günlerde teşkilatta küçük çaplı tayinler yapılmaya başlandı.

Büyüteç’te kısa süre önce gündeme getirdiğim FETÖ soruşturmaları sırasında Garson adlı gizli tanıktan elde edilen verilerle hazırlanan kodlamalarda “C” kodu taşıyan polislerin tayinleri çıkarılıyor.

Koruma görevi yapan polisler arasındaki “C” kodlu personelin ardından özellikle Emniyet Genel Müdürlüğü kadrosunda “kritik” birimlerde görev yapan “C” kodlu polislerin tayinleri, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yapılıyor.

Ankara Emniyeti’ne gönderilen söz konusu personel “göreceli” olarak daha az kritik birimlere atanıyor.

Bu atamaların yanı sıra geçen hafta FETÖ soruşturmaları – emniyet teşkilatı – üst yönetici ataması bağlamında yeni bir iddia gündeme geldi.

İddiaya göre, daha önce hakkında FETÖ soruşturması yürütülen üst düzey bir polis müdürü, Emniyet Genel Müdürlüğü’nde, FETÖ soruşturmalarıyla ilgili önemli bir birimde aktif görev yapıyordu.

Bu iddia doğru, öncelikle bunu belirteyim. Ancak eksik tarafı var.

Şöyle ki, halen Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi’nde başkan yardımcısı görevindeki üst düzey polis müdürü M.Y.G. hakkında 2015’te Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Davanın konusu FETÖ üyeliği iddiası idi. O tarihte görev yaptığı Aydın’da gözaltına alınan M.Y.G. tutuklandı. Gerekçesi ise, aralarından kimi polis müdürü ve sivillerin de yer aldığı kişilere yönelik “kumpas” kurulmasıydı.

Söz konusu davanın şikâyetçileri arasında devleti yöneten bir isim de bulunuyordu. Bu isim, dönemin Başbakanı ve şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

Erdoğan’ın avukatları söz konusu davaya müdahil oldular. Erdoğan’ın avukatlarına verdiği vekâlet dava dosyasına girdi.

Yeri gelmişken, bildiğim kadarıyla Erdoğan söz konusu süreçte sadece iki davada müdahil olarak yer aldı. Birincisi; İstanbul’da yürütülen Selam ve Tevhid dosyası, ikincisi ise Mersin’deki bu dosyaydı.

Şimdilerin önemli görevindeki söz konusu polis müdürü M.Y.G., devam eden yargılama sonucunda beraat etti. Yargılama aşamasında kimi ilginçlikler yaşandığını eklemek lazım.

Hakkındaki yargılamada beraat eden bir kamu personelinin göreve dönmesinde elbette bir sakınca yok.

Ancak burada dikkat çeken durum; devlette ve iktidarda – yeri geldiğinde, yerine ve muhatabına göre değişkenlik gösteren örnekleri fazlasıyla bilinen - var olduğu ifade edilen FETÖ hassasiyeti çerçevesinde söz konusu üst düzey polis müdürünün kritik göreve getirilmesi.

Yakınları veya bizzat kendileri FETÖ’den yargılanan üst düzey polis amirleri ve müdürleri görev başı yaparken, benzer şekilde yargılanıp beraat almasına karşın göreve dönemeyen epeyce polisin bulunduğunu emniyet yönetimi gayet iyi biliyor.

Aynı zamanda çifte standart oluşmakla birlikte, bu tür gelişmelerin kamuoyuna yansımasıyla kurumsal güvenilirliğe engel oluşturan bir tablo da yaratılmış oluyor doğal olarak.

Bugün ortaya atılan iddianın odağındaki polis müdürünün, Emniyet Genel Müdürlüğü karargahında görevlendirilmesine önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imza attı.

Soylu’nun bakanlığı sürecinde 2022’de Diyarbakır’dan Ankara’ya tayini çıkarılan M.Y.G.’nin, şimdiki görevine atanmasında kim ya da kimlerin devreye girdiği, o isimlerin şimdilerde nerede görev yaptığı biliniyor.

İşin diğer garip yanı ise; “uçan kuştan haberi” olan emniyetin yöneticilerinin, hele ki Emniyet İstihbaratı’nın süreçten haberinin olmaması!

Haberleri varsa bu da ayrı bir tartışma........

© T24