Dünyanın en gürültülü topluluklarından Fanfare Ciocărlia: Merhaba İstanbul kozmosunun sakinleri! Eski dans ayakkabılarınızı giyin, gösterimiz sırasında lazım olacaklar!

Diğer

Konuk Yazar

03 Mayıs 2024

Fanfare Ciocarlia, dünya çapında tanınan en büyük Çingene brass bandolarından biri olarak müzik dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş durumda. Balkanların yirmi dört ayaklı üflemeli canavarı, doğu funk ritimleriyle dünyanın dört bir yanındaki salonları ve festivalleri kasıp kavuruyor. Melbourne'den Memphis'e, Tokyo'dan Toulouse'a uzanan bir hayran kitlesi kazanan grubun enerjik performansları ve müzikal yenilikçiliği, onları benzersiz kılıyor.

Kuzeydoğu Romanya'nın gizli köyü Zece Prajini'de çiftçi oğulları olarak büyüyen grup üyeleri, babalarının ve dedelerinin ayaklarının dibinde sanatlarını öğrenerek her konseri hem seyirciyi eğlendirme hem de Çingene müziğinin gerçek ruhunu yaşatma meydan okuması olarak görüyorlar. Fanfare Ciocarlia'nın, Doğu Avrupa'da Balkan brass müziği ve Balkan brass hareketinin yeniden doğuşunda ve popülerlik kazanmasında başı çektiğini belirtmek gerek.

Bu benzersiz bando üyelerinin köyü, geçmişi Osmanlı hakimiyetine dayanan pirinç üflemeli müzik geleneğini, Romanya'nın geri kalanında çoktan unutulmuşken kendi içlerinde yaşatmaya devam etmişler.

Teknik becerileri, hiçbir topluluğun boy ölçüşemeyeceği hızlı tempoları, tatlı ve ekşi hornları ile diğer tüm brass bandolarından ayrılan Fanfare Ciocarlia, The Times of London tarafından "ağır canavar sesi" olarak tanımlanmış. Sacha Baron Cohen'in Borat I ve II filmleri için "Born To Be Wild" ve "Just the 2 Of Us" şarkılarını seslendirmiş, dünya çapında sayısız DJ, orkestra ve bando tarafından örnek alınmış ve hatta taklit edilmiş. Albümlerinin birçoğu Avrupa Dünya Müzik listelerinde zirveye oturan Fanfare Ciocarlia, ayrıca "Brass On Fire" DVD'si ile Songlines dergisi tarafından "Müzik belgesellerinde yeni bir standart" olarak nitelendirilmiş.

5 Mayıs'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda verecekleri konsere gelmeyi düşünürseniz grubun saksafoncusu Optica Ivancea'nın bir uyarısı var: "Eski dans ayakkabılarınızı giyin!"

O zaman keyifli söyleşimize buyurun…

Belki okurken bir yandan da dinlemek istersiniz… O halde konser performanslarından bir videoyu bırakalım:

- Zece Prajini'de büyümek müzik kariyeriniz üzerinde nasıl bir etki yarattı?

Zece Prajini köyümüzdeki kültürel etkiler ve müzik eğitimi, sonraki gelişimimiz üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Her evde bir veya daha fazla müzisyen bulunurdu ve yavruların çok genç yaşlarda -4-6 yaşlarında- bir enstrüman çalmaya başlaması ve ağabeylerini, babalarını, dedelerini taklit etmeleri yazılı olmayan bir kuraldı. Oyun alanımız köy meydanıydı. Burada her gün çocuklar olarak bir araya gelir, birlikte pratik yapar ve atalarımızın müziklerini çalardık. 14-16 yaşlarında köy repertuarını ezbere biliyorduk ve artık düğünlerde babalarımıza eşlik etme zamanımız gelmişti. Zece Prajini, müzik köklerimizi öğrendiğimiz, sevdiklerimiz ve mükemmelleştirdiğimiz yerdir. Müziğimizin başlangıç noktasıdır.

- Fanfare Ciocarlia'nın müziğini özel kılan ne? "Ağır canavar sesi"ni nasıl tanımlarsınız?

Yerel müziğimize ve üflemeli enstrümanları çok hızlı ve keskin bir tempo ile yorumlama geleneğimize dayanarak, yıllar içinde müzikal ve yaratıcı ruhumuzu kullanarak diğer müzik stillerini "avladık" ve bu unsurları kompozisyonlarımıza dahil ettik. Müziğimiz aracılığıyla yaşayabilmek istedik ve yaşamak sürekli değişmek, uyum sağlamak ve mükemmelleşmek anlamına gelir. Güçlü ses manzaraları yaratmak bizim tutkumuz ve bunu bir grup içinde iki tuba ve bariton horn ile yapmaktan daha iyi bir yöntem ne olabilir? Fikir, trompet ve saksafon melodilerinin görkemle süzülebileceği güçlü ve neredeyse tekno benzeri bir ses manzarası yaratmaktı. Tubalarımız o kadar ağır ki, kelimenin tam anlamıyla duvarları sarsabiliriz… Bu da hayranlarımız........

© T24